4) ZENGİNLİK-BAŞARI-SEVGİ

Yayin Tarihi 1 Ekim, 2008 
Kategori ÖYKÜ

ZENGİNLİK-BAŞARI-SEVGİ

 

yagmur1hx8dj5zj4.gif

Alışverişe gitmek üzere evden çıkan bir kadın, kapısının karşısındaki kaldırımda oturan bembeyaz sakallı üç yaşlıyı görünce önce duraksadı, sonra onları, tüm içtenliğiyle evine davet etti:

“Burada böyle oturduğunuza göre, üçünüz de kesinlikle acıkmış olmalısınız” dedi. “Lütfen içeri gelin, size yiyecek bir şeyler hazırlayayım.”

Üç yaşlıdan biri, kadına, eşinin evde olup olmadığını sordu.

Kadın, eşinin biraz önce çıktığını, şu anda evde olmadığını söyledi. Yaşlı adam, başını iki yana salladı: “Eşiniz evde değilse, biz de davetinizi kabul edemeyiz” dedi.

Aksam eşi geldiğinde kadın, karşı kaldırımdaki yaşlı adamlarla arasında geçen konuşmayı anlattı. “Senin evde olmadığını öğrenince, içeri girmek istemediler” dedi. Yaşlı adamların bu davranışlarını öğrenince, kadının eşi üzüldü. “Bir bakıversene dışarı” dedi. “Hâlâ oradalarsa, şimdi davet edebilirsin eve.” Kadın kapıyı açar açmaz, karşı kaldırımdaki bembeyaz sakallı üç yaşlıyla yeniden karşılaştı.

“Eşim geldi, şimdi evde” dedi ve onlara davetini yineledi:

“Yemeğimizi birlikte yemek için sizi şimdi davet edebilir miyim evimize?” Kadının davetine, yaşlılardan biri yanıt verdi: “Biz hiçbir eve üçümüz birlikte gitmeyiz” dedi. Ve kısa bir duraksamadan sonra, bir açıklama yaptı:

“Sağ yanımdaki bu arkadaşımın adı, Zenginliktir” dedi. “Bu yanımda oturan arkadaşımın adı Başarı, benim adım ise Sevgidir.

Kendini ve arkadaşlarını tanıttıktan sonra Sevgi, kadına ilginç bir öneride bulundu: “Şimdi evinize gidin ve eşinizle baş başa verip, bir karara varın dedi. “İçimizden yalnızca birimizi davet edebilirsiniz evinize. Hangimizi davet etmek istediğinize karar verin, sonra gelin, kararınızı bize bildirin.”

Kadın, Sevgi’nin önerisini eşine anlattığında adam, sevinçten göklere fırladı.

“Aman ne güzel, ne güzel” dedi.

“Hangisini davet edeceğimizi bize bıraktıklarına göre, biz de içlerinden Zenginlik’i davet ederiz ve evimiz de bir anda Zenginlik’e kavuşmuş olur. Eşinin kararı, kadının hiç de hoşuna gitmedi. “Başarıyı davet etsek, daha mantıklı bir karar vermiş olmaz mıyız, kocacığım?” dedi.

Kayınvalidesiyle, kayınpederinin bu konuşmasına, içerideki odada bulunan gelinleri de kulak misafiri olmuştu. Koşarak içeri girdi ve o da kendi önerisini söyledi: “En doğru karar, Sevgi’yi davet etmek değil midir?” dedi. “Düşünsenize, evimiz bir anda Sevgi’ye kavuşacak.’ Gelinin bu önerisi, kayınpederinin de, kayınvalidesinin de çok hoşlarına gitti.

“Tamam, en doğru karar bu olacak dediler. “Sevgi’yi davet edelim…”

Kadın kapıyı açtı ve üç yaşlıya birden sordu: “İçinizde hanginiz Sevgi’ydi?” dedi. “Onu davet etmeye karar verdik. Lütfen buyursun…” Sevgi ayağa kalktı, eve doğru yürümeye başladı.

Arkadaşları da ayağa kalktılar ve Sevgi’nin arkasından, onlar da eve doğru yürümeye başladılar. Kadın, büyük bir şaşkınlık ve heyecan içinde, Zenginlik’le Başarı’ya sordu: “Siz niçin geliyorsunuz?” dedi.

“Ben yalnızca Sevgi’yi davet etmiştim. Kadının bu sorusuna, üç yaşlı birlikte yanıt verdiler: “Eğer içimizden yalnızca Zenginlik’i ya da Başarı’yı davet etmiş olsaydınız, davet edilmeyen ikimiz dışarıda bekleyecektik” dediler. “Fakat siz Sevgi’yi davet ettiniz. Bu durumda üçümüz birden gelmek zorundayız evinize.” Ve kadının “Niçin?” diye sormasını beklemeden, Zenginlik ve Başarı sözlerini şöyle sürdürdüler:

“Çünkü Sevgi’nin olduğu her yerde, biz Zenginlik ve Başarı da her zaman, onun yanında oluruz.”

NOT: Bu Öykü, Sayın Yasemin YÜKSEL tarafından gönderilmiştir.

Paylaş:

Yorumlar

“4) ZENGİNLİK-BAŞARI-SEVGİ” yazisina 3 Yorum yapilmis

  1. ZÜHAL ASMA yorum tarihi 1 Ekim, 2008 22:14

    oldukca ögretici bir öykü!tesekkürler yasemin hanım.Ama Biz zaten toplum olarak bol severiz, sadece! KORUYAMAYIZ…:(

    *Bende size birkac söz aktarayım;müsaadenizle?
    tabiiki birkac düsünüre ait:
    //YASAMIN EN BÜYÜK DRAMI;insanların yok olması degil,SEVMEKTEN VAZGECMELERİDİR:(
    ***SEVMEK CABA GEREKTİRİR.İHMAL VE TERKEDİLMİSLİK..umursamazlık..körlük..OLDUGU GİBİ KABUL EDİLMEK:( ASKI ÖLDÜRÜR.Yapılmayan seyler..cogunlukla YAPILAN YANLISLARDAN DAHA ÖLDÜRÜCÜDÜR.
    (*BASKA İNSANLARIN SİZİNLE İLGİLENMELERİ İCİN UGRASACAGINIZ İKİ YIL YERİNE, baskalarına ilgi duyarak iki ayda dost edinebilirsiniz.
    –Bu DÜNYADA EKMEKTEN COK sevgiye ve takdire ACLIK DUYULUR.

    –İnsan DOGRUYU ancak KALBİYLE GÖRÜR.gerekli olan göze görünmez.
    –sevmekle gecen yasam ASLA SIKICI OLMAYACAKTIR.
    –Bir seyi sevmenin yolu ONUN KAYBOLABİLECEGİNİ!bilmektir..
    *KUSURSUZLUK SEVGİ İCİN GEREKLİ DEGİLDİR, ama dürüstlük gereklidir!DÜRÜRSTLÜK AKILLILIK kitabının İLK BÖLÜMÜDÜR.
    **SEVGİYİ DAHA AZ İSTEYİP!daha cok verdigimiz zaman İNSAN SEVGİSİNİN SIRRINI ÖGRENİRİZ!
    ***sevmek icin DAHA İYİ YADA DAHA UYGUN BİR ZAMAN
    olabilecegi düsüncesi pek cok insanda bir yasamboyu pismanlıga neden olmustur!
    –ask,İCİMİZDEKİ ‘ben’i yok etmeden bir ‘BİZ’ yaratır.
    **fransızlar’YASASIN FARKLILIK’ derlermis..SEVGİDE BU SÖZÜ YANSITIR.FARKLILIKLARA acık oldugumuz sürece ZENGİNLESİRİZ.
    VE;simdilik son cümle;İYİLİK YAPMAK İSTEYEN KAPIYI VURUR.SEVEN KAPIYI ACIK BULUR.

    (*
    hoskalınız DEGERLİ Ülke dostları.

  2. Metin yorum tarihi 2 Ekim, 2008 00:45

    Çok güzel, paylaşım için teşekkürler..

  3. Yasemin Yüksel yorum tarihi 26 Ekim, 2008 13:27

    Takintilar Mutluluğun Düşmanidir

    Varlıklı olduğu her halinden belli olan bir adam, Galata Köprüsü’nden
    yürüyerek geçiyormuş. Bir taraftan sağına soluna bakınırken, bir taraftan da elindeki altınla oynuyormuş.

    Fakat ne olmuşsa olmuş, altın elinden kayıvermiş ve yuvarlanıp denize düşmüş. Hikaye de bu ya; o zaman deniz çok temizmiş ve altın, suyun dibinde pırıl pırıl parlıyormuş. Adamcağız çaresizlik içinde öylece bakıyormuş.
    Teker kırılınca yol gösteren çok olur derler. Her kafadan bir ses çıkıyor,
    türlü çeşitli çözümler öneriliyormuş. Tam o esnada kendine en uygun öneriyi fark etmiş.
    Bunu ancak Dalgıç Ali çıkarır. Onu çağıralım !!!
    Birisi gidip bulmuş, getirmiş, ama Dalgıç Ali gerçekten nazlanıyormuş. Kısa bir pazarlık sonunda taraflar herkesin şaşkın bakışları arasında, iki altına anlaşmışlar. Dalgıç Ali hemen işe başlamış ve epey uğraştıktan sonra altını denizden çıkarmayı başarmış. Altının sahibi bir eliyle emaneti alırken öbür eliyle, daha önceden hazırladığı iki altını dalgıca vermiş ve kimseye fırsat bırakmadan konuşmaya başlamış.

    “Biliyorum hepiniz merak içindesiniz. Sizlere göre bu yaptığım pek de akıl karı değil. Ama şunu bilmiyorsunuz, ben bu köprüden günde en az iki defa geçiyorum. Her geçişimde benim burada bir altınım kalmıştı diye kafama takamam. Bir yerine iki altın verdim, ama aklımı kurtardım”

Yorum yap