388) Türkler Leylek mi?

Yayin Tarihi 3 Ocak, 2020 
Kategori KÜLTÜREL

TÜRKLER LEYLEK Mİ?

Türklerin yaşayış şekli hakkında Batılı bilim adamlarının uygun gördüğü “Göçebe” ve “Konar Göçer” tanımlarını ne yazık ki bizim akademisyenlerin çoğu da kullanıyor!

Bu iki tanım da, sosyal ve siyasi gerçeklikten uzak olduğu gibi bir aşağılama ifadesidir.

Göçebeler uygarlık yaratamaz. Göçebeler kapalı toplumdur. Göçebeler sürekli yer değiştirdiklerinden devleti de olmaz. Gittikleri yerin yönetimini kabullenirler. Çingeneler buna bir örnektir.

Konar Göçerlik ise, belirli bir süre bölgede kalıp yer değiştirmedir. Türklerin yaz mevsiminde yaylaya çıkması, kış mevsiminde ovaya inmesi konar göçerlik olarak izah edilemez. Çünkü bu hareket iktisadi yönden güçlenmek için yapılmıştır. Hayvancılıkla geçinen bazı Türk boyları yaylak ve kışlaklar da konaklıyorsa bu husus tüm Türklük Alemini bağlamaz.

Uygarlık tarihinde ilk kentleri kuranlar Türklerdir.

Yazıyı icat eden Türklerdir.

Demir, altın ve gümüş işlemeciliğinde sanat eseri yaratan Türklerdir.

Tarım alanlarının sulanması için mühendislik harikası kanallar yapanlar Türklerdir.

Türklerde “Ata Kültürü” etkin olduğundan mezarlarını kurgan şeklinde yapıp, balballar dikmişlerdir. Türkler atalarına sadık olduğu için kurganları belirli zamanlarda ziyaret etmişler, adak yapmışlardır. Göçebe insan kurgan yapmaz. Yapsa da, kurganı bir daha saygı olsun diye ziyaret edemez.

Bu yaşayış tarzı ancak yerleşik düzende olur.

Türklerin yaratılıştan gelen fetih gücü ve Oğuz Kağan’ın “Güneş Tuğumuz, Gök Otağımız” buyruğu ile göstermiş olduğu ülküsünden dolayı yeni yurtlar edinmiştir. Edinmiş olduğu yurtları da belirli zaman sonra terk etmemiştir. Terk etmediği için emperyalist de değildir.

Türkler tarihte elbette göç etmiştir. Ancak bu göçler siyasi zorlamalar ve iklim koşullarından dolayı gerçekleşmiştir.

Batılıların Türkleri Avrupa’dan ve Anadolu’dan ilk göç ettikleri yer olarak gösterdikleri Asya steplerine kovmaları için “Şark Meselesi” planlarının söylemde “göçebe” kelimesini bilimsel olarak öne sürdükleri ve inandırdıkları hayali bir aldatmacadır.

Atatürk tüm bu provokatif tarih tezlerine karşılık şu söylemi ile cevap vermiştir.

“Bu memleket dünyanın beklediği, asla unutamadığı bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin yıllık bir Türk beşiğidir. Beşiği rüzgarlar salladı beşikteki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk tabiatın yıldırımlarından, şimşeklerinden, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı, onları tabiatın babası olarak tanıdı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu şimşek, yıldırım, güneş oldu, Türk oldu. Türk budur, yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”

Atatürk “Anadolu en aşağı 7000 yıllık bir Türk Beşiğidir” diyor.

Göçebe toplumların 7 bin yıllık yurdu olur mu?

Türkler leylek değil ki konsun, göçsün!

Türkler insanlığın efendisi, uygarlığın mimarıdır.

YILMAZ KARAHAN

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap