365) IRAK TÜRKLERİ’NİN KARAGÜNÜ (16 Ocak 1980)

Yayin Tarihi 16 Ocak, 2009 
Kategori TÜRK DÜNYASI

SELAM DARAĞACI!…

image00138.jpg

Saddam Hüseyin’in BAAS rejimi tarafından 16 Ocak 1980’de 3’ü asılarak, biri ise işkence sonucu şehit edilen Irak Türklüğünün  4 büyük liderini sevgi ve saygıyla bir kez daha anıyoruz….

image00211.jpgŞehit Abdullah Abdurrahman

1913 tarihinde Kerkük’te doğmuştur. Öğrenimini burada tamamladıktan sonra Bağdat’a gitmiştir. Burada Bağdat Harp Okulu’na girdi. Harp Okulu’nu başarı ile tamamladıktan sonra 1941 yılında İngilizlere karşı olan milli harekette yer aldı. 1948 yılında büyük Türk Generali Mustafa Ragıp ve Ömer Ali Paşalarla birlikte başarılı bir şekilde Filistin’i kurtarma harekâtına katılır. 1958 yılında Irak’ta Krallığa karşı yapılan ihtilalden sonra Kerkük İkinci Tümen Komutan Yardımcılığı görevinde bulunur.
 
19 Temmuz 1959 yılında Kerkük Katliamı’ndan kurtulmuş ve Bağdat’a giderek, burada Irak’ın o zamanki devrimi yapan Devrim Komuta Konseyi Başkanı General Abdulkerim Kasım ile görüşerek, kendilerine Kerkük’teki olayları haber verir. Bunun üzerine General Kasım Kerkük’e bir ordu gönderir. Böylece Kerkük’ü daha büyük bir katliamdan ve felaketten kurtarmış olur. Emekli olan Albay Abdullah Abdurrahman, 1960 yılında kurulan Türkmen Kardaşlık Ocağı’nın 1964-73, 1973-76 tarihleri arasında başkanlığını yürütmüştür. Başkanlık yaptığı zaman zarfı içerisinde diğer arkadaşları ile birlikte Türkmen köy, kasaba ve şehirleri dolaşmış, buralardaki Türkmenlerin meseleleri ile yakından ilgilenmiş. İnsanları için elinden gelen her türlü çalışmayı yapmıştır.

Albay Abdullah Abdurrahman milliyetçi, mert, cesur ve vatanını seven birisiydi. Baas Partisi’nin Irak Türklerine karşı güttüğü yok etme politikası sebebiyle Albay, 1976 yılında, Kardaşlık Ocağı başkanı iken, rejim tarafından Ocak’tan uzaklaştırılmış. 1979 yılında tutuklanmış. “Bu bayrağı şerefle taşıyacağınızdan eminim. Doğruluktan ve Allah’ın yolunda asla şaşmayın. Allah’a emanet olunuz.” Bu son derece kısa konuşmasından birkaç saat sonra, diğer dava arkadaşlarıyla birlikte asılarak şehit edilmiştir.

16 Ocak 1980 tarihinde, 65 yaşını geçmiş olmasına rağmen idam edilerek şahadet mertebesine ulaşır.

image0035.jpgŞehit Necdet Koçak

Necdet Koçak, 07.04.1939 tarihinde Kerkük’te doğmuştur. Babası Nurettin Ali Tevfik’tir. N. Ali Tevfik, bir Türkmen öğretmeniydi. Necdet, ilk, orta ve lise tahsilini Kerkük’te tamamladı. 1958 yılında Türkiye’ye gelerek Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bölümüne girdi. 1962 yılında bu fakülteden yüksek ziraat mühendisi olarak mezun olmuştur. Kerkük’e dönmüş ve 1962-64 yılları arasında Tarım Bakanlığı’na bağlı Zirai Donatım Müdürlüğü’nde çalışmıştır. 1964 yılında Türkiye’ye tekrar gelmiştir ve 1966 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde Master öğrenimini tamamlamıştır.1969 yılında da aynı üniversitede doktorasını tamamlamıştır. Daha sonra Irak’a dönerek 1970 tarihinden itibaren Bağdat Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak göreve başlamıştır. 1976 yılında Doçent olmuştur. Daha sonra da profesörlük tezini takdim etmiştir.

22.03.1979 tarihinde kendisine Türkçülük suçu isnat edilerek tutuklanmış ve 16 Ocak 1980 tarihinde Bağdat’ta Saddam rejimi tarafından idam edilerek şehit olmuştur.

Necdet Koçak, milli dava uğruna daha ortaokul ve lise dönemlerinde çalışmıştır. Nitekim, 1959 yıllında Kerkük Katliamı’nda şehit edilen Türkmen lideri Ata Hayrullah‘ın gizli olarak kurduğu gençlik teşkilatında çalışmış ve başkanlık yapmıştır.


Necdet Koçak tam manasıyla bir lider ve dava adamıydı. İnsani değerlerin en üst kademesine ulaşan, milletine ve dinine sımsıkı bağlı olan bir insandı. Hayatını Irak Türkleri’nin milli kimliklerinin korunması ve Irak Türklerinin meşru siyasi, kültürel haklarının elde edilmesi uğruna hiç çekinmeden harcadı. İleri sürdüğü fikirleri bizzat yaşayan ve yaşamında uygulayan gerçek bir fikir adamıydı.

Doç. Dr. Ekrem Pamukçu’nun yıllar önce hazırlayıp o zamanki Kerkük Dergisinde yayınladığı “Irak Türklerinin Büyük Şehidi Necdet Koçak” adlı yazısında şöyle diyordu;

Değerli eşleri Ayten Koçak hanımefendinin belirttikleri gibi, Saddam’ın adamları 15 Ocak 1980 tarihinde gece geç vakit eve geliyorlar. Yarın gelip eşleri Necdet Koçak’ı hapishanede görebileceklerini haber veriyorlar. Ertesi gün hapishanenin bulunduğu “Ebu Grep” denilen Bağdat yakınlarındaki hapishaneye gidiliyor. İçeri girdiklerinde, bir insanın çok zor sığabileceği yan yana üç demir hücre içerisinde Necdet Koçak, Albay Abdullah Abdurrahman ve Adil Şerif’in kendilerine aylardır uygulanan insanlık dışı işkence sonucu son derece bitkin ve yorgun oldukları görülüyor. Albay Abdullah Abdurrahman şeker hastasıydı, ilaçları verilmediği için gözlerini kaybetmiş acılar içinde kıvranıyordu. Her üçünün de vücutları yara bere içindeydi.

Bir kaç saat sonra asılacak olan Necdet Koçak ailesine ve kendisini son saatlerinde onu yalnız bırakmayan kalabalık dava arkadaşlarına hitaben şöyle diyordu;

Arkadaşlar, ağaç budandıkça yeşerir. Sizden ricam davayı bırakmayın ve sürdürmeye devam edin. Ben şu anda her zamankinden daha huzurluyum. Allah’ımın huzuruna gönül rahatlığıyla çıkıyorum. Bayrağı size teslim ediyorum. Bu bayrağı şerefle taşıyacağınızdan eminim. Doğruluktan ve Allah’ın yolunda asla şaşmayın. Allah’a emanet olunuz.”

Bu son derece kısa konuşmasından bir kaç saat sonra diğer dava arkadaşlarıyla birlikte idam edilerek şehit edilmiştir.

image0045.jpgŞehit Adil Şerif

1928 yılında Kerkük’te doğmuştur. İlkokul tahsilini burada tamamlamış. İlkokul tahsilinden sonra iş hayatına atılır. İş hayatında yaptıklarıyla çok başarılı olur. İş hayatındaki başarıların yanında, milli davada büyük özveriler gösterir. Milli dava uğruna her türlü çalışmayı, gerek maddi gerekse manevi her türlü fedakârlığı yapar. Kerkük’ün yetiştirdiği önemli şahsiyetlerden birisidir. Tüm maddi ve manevi imkânlarını milleti uğruna sarf etmekten çekinmemiştir. Sevilen ve sayılan ve sözü dinlenen birisiydi. Halk içinde yetiştiği için halkın büyük sevgisini ve saygısını kazanmış. 

1959 yılında yapılan katliamın intikamını almak için kurulan mücadele timlerinin başına geçip, milletine her şeyini vererek hizmette bulunmuş. Bir süre sonra Bağdat’a yerleşir. Burada milli davaya elinden gelen her türlü yardımı yapmaya devam eder. Mart 1979 yılında tutuklanır ve 16 Ocak 1980 günü diğer dava arkadaşları ile birlikte idam edilerek diğer arkadaşları gibi şahadet mertebesine ulaşır.

image0054.jpgŞehit Rıza Demirci

Rıza Demirci, 1928 yılında Kerkük’te doğmuştur. İlk,orta ve lise öğrenimini burada tamamlamıştır. Liseyi Kerkük Lisesinde bitirdi. Liseden mezun olduktan sonra yüksek tahsilini yapmak üzere Türkiye’ye gelmiştir. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’ne girdi. Orman Fakültesi’ni 1951 yılında bitirdi. Buradan mezun olduktan sonra aynı yıldan itibaren Irak’a dönmüştür. Aynı yıl içerisinde Erbil ve Kerkük Orman Bölge Müdürlüklerini kurmıştur. Bundan sonra Türkiye’ye dönmüş ve 1959 yılında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Ambalaj Bölümü’nden doktorasını almıştır. Daha sonra Bağdat Orman Genel Müdürlüğü Teknik İşleri Daire Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulunmuştur.

Dr. Rıza Demirci, 07.05.1960 yılında Bağdat’ta kurulan Türkmen Kardaşlık Ocağı‘nın kurucularındandır. Türkmen Kardeşlik Ocağı en aktif üyelerinden birisiydi. Ocak bünyesi içerisinde çok başarılı işler yapmıştır. Bunların en önemlilerinden birisi, Kardeşlik Ocağı içerisinde bir Öğrenci yurdu açıp, burayı yönetmesidir. Bu vesile ile yüzlerce Türk öğrencisinin en iyi şekilde tahsillerini yapmalarını sağlamıştır. Ayrıca, Kardaşlık Dergisi‘nin çıkarılmasında, Irak Türkleri hakkında gerek coğrafik gerekse tarihi araştırmalar yapmasında, Irak’ta bulunan Türk nüfusunun yerleşim sahalarının tespitinde büyük çabalar harcamıştır.

Dr. Rıza Demirci, Irak Ormancılık ihtisasındaki gelişmelere büyük katkılar sağlayıp, başarılı bir bilim adamı olduğunu da ispatlamıştır. Bununla birlikte milli şuuru yüksek, mütevazı, yardım sever, milli davasını her şeyin üstünde tutan, görevine bağlı ve cesur bir kişiliğe sahipti.

Mart 1979 tarihinde diğer dava arkadaşları ile birlikte tutuklanıp 16 Ocak 1980’de idam edilmiştir. Ancak bugüne kadar ne cenazesi teslim edilmiş, ne de idamı doğrulanmıştır.

www.kerkuk.net

Paylaş:

Yorumlar

“365) IRAK TÜRKLERİ’NİN KARAGÜNÜ (16 Ocak 1980)” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Ertuğrul Kapusuzoğlu yorum tarihi 20 Ocak, 2009 03:37

    “Zulm ile âbad olanın, ahiri berbad” olur demiş bilgelerden birisi.
    Yahut da halkın bir güzel tespiti.
    Hey Saddam!
    Seni de gördük…
    Dilerim, senin gibi zalimlerin de sonu senin gibi olur.
    Şehitlerimize rahmet.

Yorum yap