338) SARIKAMIŞ SAVAŞI (22 Aralık 1914-15 Ocak 1915)

Yayin Tarihi 22 Aralık, 2008 
Kategori TÜRK DÜNYASI

SARIKAMIŞ SAVAŞI

(22 Aralık 1914- 15 Ocak 1915)

Osmanlı Devleti, Almanya ile yapılan anlaşmanın ardından Birinci Dünya Savaşı’na girmek zorunda kalmıştır. Ancak Balkan Savaşı’ndan yeni çıkmış olması ve yeterli hazırlıkları yapma imkânı ve zamanı olmadığından dolayı savaşın ilerleyen dönemlerinde büyük olumsuzluklarla karşı karşıya kalmıştır.

image001

Enver Paşa

Enver Paşa, icra edilecek bir taarruzla 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Doğu Anadolu’da kaybedilen toprakların (Kars, Batum, Artvin ve Ardahan) geri alınmasını ve müteakiben harekatın Kafkasya’ya aktarılmasını mümkün görüyordu.

 

 

 

image002

Tümgeneral Hasan İzzet Paşa

Enver Paşa, bu amaçla 14 Aralık 1914’te İstanbul’dan Köprüköy’e gelmiştir. Taarruzun bahara bırakılmasını öneren 3’üncü Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa’yı görevinden alarak 3’üncü Ordu Komutanlığını kendi üzerine almıştır.

Bu harekatı icra edecek 3’üncü Ordu; 9, 10 ,11’inci Kolordular ve 2’nci Süvari Tümeninden oluşuyordu. Cephedeki Rus mevcudu 100.000, 3’üncü Ordunun mevcudu ise 120.000 idi. Türk ordusu sayıca fazla olmasına rağmen Ruslar, ağır silah, topçu ve donatım bakımından kesin bir üstünlüğe sahiptiler.

22 Aralık 1914 – 15 Ocak 1915 tarihleri arasında cereyan eden Sarıkamış Muharebeleri’nde Türk Ordusunun uyguladığı plan, bir kolorduyla düşmanın cepheden tespitini, iki kolorduyla kuzey kanadından kuşatılarak düşman cephesinin 30-35 km kadar gerisindeki Sarıkamış’ın ele geçirilmesiyle büyük düşman kuvvetlerinin imhasını öngörüyordu.

image003

Doğu Cephesinde bir tabur karargahı

image004

Enver Paşa 3’üncü Ordu Birliklerini teftişte

 Tamamen karlarla kaplı, çok yüksek dağlık ve yolsuz bir arazide o günün koşulları altında kış donatımından yoksun yaya ve atlı birliklerle yapılan bu harekât çok riskli idi. Özellikle 10’uncu Kolordu birlikleri, Allahuekber Dağları’nı aşarken çetin zorluklar ve kış şartları sebebiyle gerek miktar gerekse mevcut silahlar yönünden çok zayiat vermiştir. Nitekim Türk kuvvetlerinin büyük bir kısmı soğuktan donarak ölmüştür. Sarıkamış’a girebilen 300 kişilik bir kuvvet de Ruslar tarafından geri atılmıştır. Bu başarısızlık karşısında Enver Paşa, 10 Ocak 1915’te 3’üncü Ordu komutanlığını Tuğgeneral Hafız Hakkı Paşa’ya devrederek İstanbul’a dönmüştür.

 image005

 

Doğu Cephesinde Makineli Tüfek Birliği

image007

Doğu Cephesinde Bir Kızakçı Müfrezesi Karlar Üzerinde

image008

Doğu Cephesinde Kızakçı Bir Keşif Kolu

image010

image011

 

Rusların Topladıkları Donarak Şehit Olan Türk Askeri

Bu muharebelerde Rusların zayiatı 30.000, Türklerin zayiatı ise 60.000 kadardır. Ruslar; Türklerden 200 subay, 7000 eri esir, 20 makineli tüfekle 30 topu ganimet olarak almışlardır. Bu muharebeler sonucunda Doğu Anadolu, Rusların işgaline maruz kalmıştır.

Bilahare 3’üncü Türk Ordusu, taarruzdan önce işgal etmiş olduğu Azap mevziine (Tutak-Narman hattı) çekilmiştir. Takviye kuvvetler alarak Rus taarruzlarını bu hatta karşılamaya hazırlanmıştır.

Sarıkamış Harekatı ile ilgili haberler, ancak sonradan kamuoyu gündemine geldiğinden burada olup bitenler çok sonraları açıklığa kavuşturulmuştur.

Sarıkamış Kuşatma Harekatı; düşman kuvvetlerinin arkasına düşmeyi hedef alan başarılı bir plandı. Ancak stratejinin faktörlerinden zaman ve iklim şartları iyi değerlendirilemediği için bu sonuç kaçınılmaz olmuştur.

image012

Hilal-i Ahmer Görevlilerinin Karlar Üzerinden Topladığı Şehitler

Sarıkamış, Türk harp tarihinin en acı muharebelerine sahne olmuştur. Türk Ordusu, ağır koşullar altında yapılan bir muharebede kahramanca savaşmıştır. Türk Ordusunun kayıplarındaki asıl etkenler, çetin arazi ve şiddetli kış şartları ile teçhizat eksikliği ve ikmal yetersizliğidir. Çok ağır koşullar altında kahramanca savaşan Türk askeri, muharebenin sonuna kadar direnmiş, vatanını korumak ve başarıya ulaşmak için sonsuz gayret göstermiştir. Sarıkamış Harekâtı, Türk milletinin vatanı ve kutsal varlıkları uğruna neler yapabileceğinin bir delilidir.

image013

Sarıkamış Şehitler Anıtı

Kaynak: GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ARŞİVİ

Paylaş:

Yorumlar

“338) SARIKAMIŞ SAVAŞI (22 Aralık 1914-15 Ocak 1915)” yazisina 11 Yorum yapilmis

  1. Ertuğrul Kapusuzoğlu yorum tarihi 22 Aralık, 2008 10:39

    Tarih, milletlerin ayakta kalma mücadeleleriyle doludur.
    Askiri, siyasi, iktisadi bir mücadele.
    Milli benliğini ve birliğini koruyan milletler, bu mücadeleden başarıyla çıkarlar.
    Bu başarıya ulaşırken de diğer milletlerle savaşlar verirler.
    Menfaatler savaşı.
    Siyasette ve iktisatta verilen savaş, zaman zaman cephe savaşıyla neticelenebilir.
    O millet ki, milli siyasetçisini, milli ekonomistini yetiştirmezse cephede de yenilmeye mahkum olur

    Sadede gelelim.

    Çaldılar,
    Çırptılar,
    Soydular,
    Alçakça, namussuzça, şerefsizce,
    Devlet malını, şu ya da bu şekilde ele geçirdiler.
    Yediler, içtiler ve helaya gittiler.
    Her çalınan, milletin boğazından kesildi.
    Her hırsızlanandan sonra devlet biraz daha zayıfladı.

    İşte, Osmanlının niçin savaşa girdiğini burada aramak lazım.
    Yıllar sonra, Moskova Sefiri Ali Fuat Paşa, Orada kaçak bulunan Enver Paşaya; “Niçin savaşa girdiniz” diye suçlar gibi soru sorar.
    Enver Paşanın cevabı:
    “Devlet memurunun maaşını verecek paramız yoktu.”
    ..
    Tabi Enver Paşa, doğru dürüst bir alaya kumanda etmeden, Osmanlı Orduları Başkumandanı Vekili; (Padişahtan sonra ikinci kişi ve asıl başkumandan) olmuştu.
    Siyaset de Enver Paşa gibi tecrübesiz bir kadronun eline geçmişti.

    Netice Sarıkamış.
    Çanakkale hemen arkasından geldi.
    Çanakkaleden bize nasıl ki bir altın destan kaldıysa, Sarıkamış’tan bize kalan, hazin bir destanır.
    Milletler, altın zaferleri kadar, büyük hezimetlerine de genç nesillerine öğretmelidirler.
    Hazin destanların, büyük hezimetlerin arkasında, bugüne aktarılacak pek çok ibret levhaları vardır.
    Gafletler, dalaletler, ihanetler…

    Düşünülmeli ki, bugün de devletin çalınan her kuruşu, “Bal tutan parmağını yalar, yiyo amma çalışıyo.” şeklinde karşılanmamalıdır.
    Tam aksine…
    Bu yorumu okuyan kardeşim…
    Yazdığım yorumun devamını, devlet malını çalanlara yahut bu çalınmaya mani olmayanlara yapacağınız, beddualarınızla ve yerinde yapıldığı takdirde müsekkin yerine geçen iltifatlarınızla (?) siz neticelendiriniz.
    Sarıkamış şehitlerine fatiha gönderdim ama; onlar zaten cennetteler.
    Sarıkamış’tan bize kalan, bir devlet adamının basiretsizliğinin bir millete ne kadar pahalıya mal olduğunun bilinmesidir.
    Not: Dönemi daha iyi anlamak için, “Küçük Anılarda Büyük Sırlar” romanını tavsiye ederim.
    Gogılda, sizi bu kitabı okumaya ikna edecek gerikli bilgi vardır.

  2. sedanurzorba yorum tarihi 23 Kasım, 2009 08:44

    çok üzücü

  3. Enes Şengönül yorum tarihi 16 Aralık, 2009 02:36

    Aslında burada Enver Paşa’nın emrine harfiyen uyulmaması mağlubiyeti doğurmuştur.. Enver Paşa Bozguna uğrayan Rus Ordusunun takibine aynı gün başlanması gerektiğini söyler, fakat Hakkı Hafız Bey Enver Paşa’yı aceleci bularak 2 gün erteler harekâtı.. Sonrası malûmdur..

    Enver Paşa’yı anlamak bir devri anlamaktır aslında.. Çegan Tepesinde elinde kılıcıyla şehadete koşan Enver kimine göre hain kimine göre kahramandı.. Kısacık ömrüne neler sığdırmamıştı ki.. IRAnın kuruluşundan Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurulmasına, Trablusgarp müdaafasından, Edirne’nin Kurtarılmasına kadar..

  4. bayram yorum tarihi 24 Nisan, 2010 11:59

    Allah razi olsun bu vatan icin savasanlar ve birde bu siteyi indirene saolsun hic bilmezdim sarikamis savasini ve kimlerden savastiklarini mekanlari cennet olsun amin. Allaha emanet olun. sagolsun vatan. kahrolsun dusmanlar )))))))))))

  5. yasin eranıl yorum tarihi 25 Eylül, 2010 16:51

    Allah rahmet etsin mekanları cennet olsun amin,

  6. kemal yağmurlu yorum tarihi 10 Ekim, 2010 20:32

    selam arkadaşlar öncelikle bu vatan için can veren şehitler için ALLAH rahmet eylesin mekanları cennet olsun inşallah bu siteye emegi geçen herkesten ALLAH razı olsun bunu okuyan herkese diyorum baksanıza o 90 bin şehit içinde türkü kürdü lazı çerkezi arabı alevisi sünnisi biz hepimiz kardeşik ayrım yapanlar kalleştir bu cennet vatan için kardeşçe yaşamak varken bu kavga niye hayinlik düşünenler çanakkale ve sarıkamış belgeselini okusunlar herkese saygılar ALLAH doğrunun yanındadır

  7. perihan pehlivan yorum tarihi 16 Kasım, 2010 00:41

    öncelikle aziz şehitlerimizi minnet ve şükranla anıyoruz. onlar verilen görevi en iyi şekilde, Türk’ün onuruna yakışır biçimde yaparken şehit olmuşlardır. ruhları şad olsun.
    Acı olan bu savaşa neden niye bu doğa koşullarında katılma gafletine düşen yöneticilerdir. bu savaş iyi bir yönetim ürünü değildir. ama tür hatalar çok da az değildir tarihimizde. sanırım Sarıkamış iyi bir savaş dersi olarak okutulacak acı bir olaydır.

  8. perihan pehlivan yorum tarihi 16 Kasım, 2010 00:51

    ey toprağa düşen yiğit, yüce insan
    yastadır bilki yavuklun anan baban
    beyaz karlar sana kefen her zaman
    sana borçluyuz yürekten,candan
    bu ülke bu millet seni anacaktır
    bu bayrak dalgalanacaktır
    rahat uyu isimsiz kahraman

  9. KAMRAN NADIRXANLI yorum tarihi 13 Ocak, 2012 11:11

    SARIKAMIS ben dusunceme gore TURKtarihinin ikinci CANAKKALESIDI basari saglanamasada MEHMETCIKIN azmi vatan sevgisi takdire layikdir ve bunun gelecek nesile maglubiyetden ote bir kahramanlik gibi asilanmasi gereklidir.

  10. serkan yorum tarihi 10 Aralık, 2012 03:08

    sehitlerimizin kemiklerinin sizlamamasi icin biraktiklari vatan mirasina sahip cikmak layik oldugu yere tasimak hepimizin görevi olmali,bize emanet edilen degerleri bizden sonrakilere tüketmeden teslim etmek en büyük vatandaslik görevidir…

  11. Adem Ulu yorum tarihi 23 Aralık, 2013 00:37

    Allah hepsinden razı olsun.Mekanları cennet olsun

Yorum yap