26) “MÜSLÜMAN’A HARAMDIR” ÇEŞMESİ…
Yayin Tarihi 17 Nisan, 2009
Kategori ÖYKÜ
“MÜSLÜMAN’A HARAMDIR”
ÇEŞMESİ
Bursa’da zamanında Müslüman bir zat bir çeşme yaptırmış. Eski adı yahudilik yol ağzı, bugün ki adı Arap Şükrü muhitinde, ve başına bir kitabe eklemiş, “Her kula helâl, Müslümana haram“… Tabii başkent, Osmanlı karışmış, bu nasıl fitnedir diye…
Efendime söyleyeyim, gitmişler kadıya şikâyete, yaka paça yakalanmış adam huzura getirilmiş, bu nasıl fitnedir, dini islam ahalisi müslüman olan koca devlette, sen kalk hayrattır, sebildir diye çeşme yap, ama suyunu müslümana yasakla… Olcak iş midir, nedir sebebi, aklını mı yitirdin? diye çıkışmışlar adama…
Adam müsade buyrun sebebi vardır, lakin ispat ister, delil şarttır der… Kadı kızar: “Ne delili, ne ispatı, sen fitne çıkardın müslüman ahalinin huzurunu kaçırdın katlin vaciptir!” der. Ama bir yandan da merak eder, nedir gerekçen diye sorar, adam bir tek Sultan´a derim diye cevap verince, karışır yine ortalık. Söz Sultan´a gider, adam saraya yaka paça götürülür…
Padişah sinirlenir ama diğer yandan da meraklanır : “De bakalım ne diyeceksen, bu nasıl iştir ki, hem çeşmeyi yaparsın, hem de her kula helâl, bir tek müslümana haram yazarsın…”
– Adam başı önünde delilim vardır, lâkin ispat ister
– Ya dediğin gibi sağlam değilse delilin?
– O zaman hükme kıldan incedir boynum sultanım
– Eeee
– Sultanım her hangi bir havradan (sinagog´dan) bir rastgele haham ı izahsız yaka paça tutuklayın, bir hafta bakın neler olacak..
Dediği yapılmış adamın, tüm azınlıklar bir olmuş, başlarında museviler, “Ne oluyor, bu ne zulüm, bizim din adamımıza biz kefiliz, ne gerekirse söyleyin yapalım, o masumdur, gerekirse kefalet ödeyelim…” efendim çevre ülkelerden bile elçiler gelmiş, elçiler mektup üstüne mektup getirmiş,
Bir hafta dolunca: Sultan´ım artık bırakmak zamanıdır demiş adam, haham bırakılmış, azınlıklar mutlu, bu sefer sultana teşekkürler, hediyeler, az zaman geçmiş ki adam Aynı işi herhangi bir kiliseden bir papaz için yaptırınız sultanım demiş.
Aynı işlemle, aynı usulle bir papaz derbest edilmiş, yaka paça alınmış pazar ayininden, aynı tepkiler artarak devam etmiş. Haftası dolunca da serbest bırakılmış. Mutluk ve sevinç gösterileri daha bir fazlalaşmış, teşekkürler, şükranlar… Levantenler din adamlarına kavuşmanın mutluluğu ile daha bir sarılmışlar birbirlerine.
Sultan: “Bitti mi?” demiş adama.
– “Sultanım son bir iş kaldı, sonra hüküm zamanıdır izninizle” demiş.
– Şimde nedir isteğin?
– Efendim başkentimiz Bursa’nın en sevilen, en sözü dinlenilen, itimad edilen Alimini alınız mimberinden,
dedikleri gibi olmuş, Ulucamiinin imamını, cuma hutbesinin ortasında almışlar… Yaka paça götürmüşler…
Ve ne olmuş bilin bakalım ?
Bir Allah’ın kulu, tek bir olumlu kelâm etmemiş, ne oluyor, siz ne yapıyorsunuz hiç olmasa vaazı bitene kadar bekleyeydiniz, dememiş. Peşinden giden olmamış, arayan soran olmamış…
Geçmiş bir hafta, nerde imam diye gelen giden olmamış… Aptal ve cahil bir imam atanmış yerine, ne konuştuğunu kulağının duymadığı yobaz cinsinden, halk halinden memnun, başlamış bir dedikodu, o geçen hafta derbest edilen koca âlim için;
-bizde onu adam, hoca bellemiştik,
– kimbilir ne haltlar etti de tutuklandı…
– vah vah acırım arkasında kıldığım namazlar…
– sorma sorma…
Padişah, kadı ve adam izlemişler olanı biteni, padişah;
– eee ne olacak şimdi adam.
– bırakma zamanıdır, bide özür dileyip helallik almak lazımdır hocadan.
– “haklısın” demiş padişah, denilenin yapılması için emir buyurmuş ve adama dönmüş, adam başı önünde;
– Ey büyük Sultanım, siz irade buyurunuz lütfen, böylesi Müslümanlara SU HELÂL edilir mi?
Sultan acı acı tebessüm etmiş;
– “Hava bile haram, hava bile…” demiş
Yorumlar
“26) “MÜSLÜMAN’A HARAMDIR” ÇEŞMESİ…” yazisina 7 Yorum yapilmis
Yorum yap
Selam size dostlar,
Malesef aslı astarı olmayan hikayeler…
Velev ki doğruysa eğer Bursa dönemi sonrası fetret devrinin sebeplerine çok önemli şıklar ekliyor her hal…
Mümkün değil tabi, köy muhtarlığımı burası, müsamere mi oynanıyor…
Şunu al, bunu da al… şimdi bırak özür de dile amma…
Niye?
Dingilin biri istedi diye…
Böyle devlet mi olur dostlar; olsa da 600 küsür 700 sene mi yaşar…
Hikayenin şöylesi bir versiyonu akla daha bir yatkın bence…
-Lavuk çeşmeyi yapar, aynı densizliği işler kitabeyi kondurur üstüne:
“… Müslümana haram!”
Bu durumda hayat hakkı haram edilip kendüye, son arzusu sorulur…
Zaten lavuk kendisi de çoktan başvurmuştur, padişahımız efendimiz hazretlerine…
Huzura çıkarılır…
Savunma babından kaleme aldığı ve dahi bize kadar intikal eden iş bu masalı anlatır ve sorar:
– “Ey buyuk Sultânim, siz irade buyurunuz lûtfen, boyle Muslumanlar’a su helâl edilir mi?..
Ben böylesi müslümanları kasdetmiştim.”
Sultan bostancıbaşıya işaret ederken acı acı tebessüm eder:
-“Hava bile haram, hava bile!.. Konuşturmayın bu pisliği havayı kirletiyor…”
Öyküyü kim yazdı ise tebrik ederim. Anlayana helal bir öykü. Anlamayana ne denır bilmem ki!
Anlamıyana Mehmet Sami denir tabiki
Bu hikaye düzmecedir tek amacı müslümanlığı karalamak Hic bir padişah Allah ın verdiği suyu haram kılamaz heleki halifelik daha osmanlıya geçmemiş bile yazıyı yazan padişah isminide yazsaymış
Hikaye haklı Müslümanlar biribirimi korumak şöyle dursun kuyumuzu kazarız acı ama gerçek.Kimse kimsenin bir şeyi olsun istemez.Bu hale düşürdüler bizi .Bu arada Müslümanlara herşey haram olsun diye yazmamış adam halimizi bize anlatmış ne halde olduğumu.
Düzmece yada yaşanmış neyse ne insanlar bilip bilmeden iftira atmayı çok seviyor önce anlayın Müslüman olmak çok güzel ama müslüman dedi kodu yapmaz bu konun alamı bu
Mevzu düşünmemek.. İlkesizlik..hikaye abartı olsada bu zamanın hikayesi olur olsada doğrudur.. Allah hidayet versin