249) TESLİMİYETÇİ ZİHNİYETE CEVAP

Yayin Tarihi 29 Mayıs, 2008 
Kategori BASIN-YAYIN

TESLİMİYETÇİ ZİHNİYETE CEVAP

image00178.jpg

Prof. Filiz, “Hem gayrimüslimlere hem de Müslümanlara baskı yapan kimmiş? Kuzuya suyu bulandırıyorsun diyen kurt rolüne mi soyundular? Kendi yaratıları dinsel siyasal simgeleri mi özgürlük bekliyorlar?” dedi.

Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Profesörü Şahin Filiz, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nde konuşan Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan’ın, “Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor” sözlerini eleştirdi. Filiz, Türkiye’de gerek Müslümanların gerekse gayrimüslimlerin dinlerini özgürce yaşayabildiklerini söyleyerek, “Türkiye kadar insanların kendi dinini özgürce yaşayabildiği bir ülke yoktur. Özgürlükten yoksunluk olarak değerlendirmelerde bulunmak yetkili bir ağza yakışmıyor” dedi.

Filiz, iktidarın kuzuya “suyu bulandırıyorsun” diyen kurt rolüne soyunduğunu savunarak, “Hem gayrimüslimlere hem de Müslümanlara baskı yapan kimmiş? Madem böyle bir baskı var neden 6 yıldır düzeltmediler. Kendi yarattıkları dinsel siyasal simgeleri mi özgürlük bekliyorlar?” diye konuştu.

ÖNCE HALKI TARİKAT VE CEMAATLERİN BASKISINDAN KURTARSINLAR

Siyasetin yarattığı dine özgürlük talebinde bulunmanın, bir partinin yarattığı dine egemenlik sağlamak olduğunu ifade eden İlahiyat Profesörü Filiz, “Kusura bakmasınlar, hiç kimse kendi siyasal çıkarları için yarattıkları dine, Türkiye’de özgürlük talebinde bulunarak laikliğe saldıramaz. Bu laikliğe saldırının dolaylı biçimidir. Laiklikten rahatsızlığın dolaylı biçimidir” dedi. Filiz, Türk halkını öncelikle tarikat ve cemaatlerin baskısından kurtarmak gerektiğini kaydetti. Tarikatların ve cemaatlerin yaratmış olduğu bir ortamda vatandaşın özgürce dinini yaşamasının zor olduğunu ifade eden Profesör Filiz, “Eğer ki Babacan tarikatlerin ve cemaatlerin Türk Halkı’na olan dinsel baskısından söz ediyorsa o zaman kendisine katılıyorum. Ancak Atatürk‘ün kurmuş olduğu din özgürlüğünde, böyle bir kısıtlama söz konusu olamaz” dedi.

DİYANET İŞLERİ ESKİ BAŞKANI YILMAZ’DAN BABACAN’A: “AÇIKLAMA YAP”

Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın Türkiye’de Müslümanların özgürlük sorunu olduğu yolundaki iddiasına Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’dan da “Neyle ilgili sorunlar var, açıklama yapmalı” çağrısı geldi.

Diyanet İşleri eski Başkanı ve DP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Nuri Yılmaz, Avrupa Parlamentosu Dış ilişkiler Komitesi’nde konuşan Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın “Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor” şeklindeki sözlerini açıklamasını istedi. Yılmaz, Türkiye Cumhuriyeti’nin Laiklik konusunda bir sistemi olduğunu ve her kurumun görevini yerine getirdiğini belirterek, gayrimüslimler ve Müslümanların mevzuatlar çerçevesinde dini gereklerini yerine getirebildiğini söyledi.

“GAYRİMÜSLİM VE MÜSLÜMANLAR’A BASKI YOK”

Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da ibadet ve din konusunda halkı aydınlatma görevini yerine getirdiğini anlatarak, “Bakan, nasıl ve neyi kast ediyor. Onu bilemiyoruz. Bu konuya açıklık getirmeli” dedi.

Gayrimüslimlerin Lozan anlaşması ile tüm haklarının korunduğunu ve dini gerekliliklerini yerine getirmede her hangi bir baskı ile karşılaşmadıklarını söyleyen Yılmaz, “Dine müdahale söz konusu değil. Dini özgürlüklerden neyi kast ediyor, neler yaşanamıyor onu sayın Bakan anlatacak” dedi. Türkiye’nin Laik bir devlet olduğunu kaydeden Yılmaz, “Laik devlette Müslümanlar neyi yapabiliyorsa Türkiye’de Müslümanlar onu yapabiliyorlar” diye konuştu.

MUHALEFETTEN DE BABACAN’A TEPKİ

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Müslümanların dini özgürlükleriyle ilgili sorunlar yaşadığı”nı söyleyen Dışişleri Bakanı Ali Babacan’a sert tepki gösterdi. Vural, “Sayın Babacan’a sormak lazım hangi özgürlüğünü kullanamıyor?” diye sordu. Vural, bu tür konularda genelleme yapmamak gerektiğini kaydederek “bu tür ifadeler Türk milletine hakarettir” dedi.

CHP Milletvekilleri de Babacan’ın sözlerini verdikleri soru önergeleriyle Meclis gündemine taşıdı. CHP Genel Saymanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek İslam dininin 5 şartı olduğunu belirterek “Türkiye’de İslam dinine inanan vatandaşlarımızın İslam’ın beş şartından hangisini yapması engellenmektedir?” diye sordu.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, Türkiye’de sadece gayrimüslimlerin değil Müslümanların da dini özgürlüklerini yaşamalarında sorunlar olduğuna ilişkin sözlerine tepki gösterdi. Vural, “Sayın Babacan’a sormak lazım, hangi özgürlüklerini kullanamıyor, herkes Türkiye’de ibadetini yapıyor. Babacan bu sözleri söylerken hangi dini özgürlüklerin kullanılmasında sorun yaşandığını söylemek istiyor? Başörtüsü mü, başka bir sorun mu? Bunu net olarak ortaya koymak zorunda. Bu tür genellemeler yanlıştır.” dedi.

AKP‘li bakanların ve yöneticilerin Türkiye’yi yurtdışında şikayet etmeyi, “aşağılamayı” görev edindiklerini savunan Vural, bu durumu esefle karşıladığını söyledi. Vural, “hangi konuda sıkıntı, sorun varsa bunu açıklasın. İnsanlar namazını kılıyor, orucunu tutuyor, haccına gidiyor. Nedir peki kullanılamayan özgürlük. Sorunu tanımlamadan, Müslüman Türk milletinin dini özgürlüklerini kullanamadığını söylemek, millete hakarettir. Müslümanlığı etiketleyen kendileridir, milletin milli kimliğini yok etmeye çalışanlar da kendileridir” diye konuştu.

CHP‘Lİ ÖZYÜREK: İSLAMIN HANGİ ŞARTININ YERİNE GETİRİLMESİ ENGELLENİYOR?

CHP Genel Saymanı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek de Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesiyle Babacan’ın sözlerini Meclis gündemine taşıdı. Özyürek, Babacan’a şu soruları yöneltti:

“İslamın şartları kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve hacca gitmek iken Türkiye’de İslam dinine inanan vatandaşlarımızın bunlardan hangisini yapmaları engellenmektedi? Eğer İslam dininin 5 temel şartının yerine getirilmesi hususunda bir engel yoksa o zaman devletin hangi dini gereğin yerine getirilmesine müdahale ettiğini ve Müslüman çoğunluğun hangi nedenle baskı altında olduğunu açıklayınız. Türkiye’de 2003 yılından itibaren kaç adet inşaatı başlayan, faaliyete geçen cami ya da mescit, kaç adet inşaatı başlayan ya da faaliyete geçen kilise, havra bulunmaktadır. Alevi inancında olan yurttaşlarımızın toplanmak için talep ettikleri Cemevleri için 2002 yılından bu yana hiç resmi izin çıkmış mıdır? Hükümetinizi 2002 yılından beri süren iktidarında bahsettiğiniz türden inanca yönelik baskılar neler olmuştur? Müslümanlara baskı olduğunu savunmakta olduğunun Türkiye için hayaliniz neredeki Müslümanların yaşamlarıdır? ABD, Malezya, Suriye, Suudi Arabistan?”

Özyürek’in yanı sıra CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner ile Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç de verdikleri soru önergeleriyle Babacan’ın sözlerinin doğru olup olmadığını ve neyi kast ettiğini sordular.

ANKA

 

 

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap