238) GRİ OLAYLAR

Yayin Tarihi 2 Haziran, 2010 
Kategori SİYASİ

 

GRİ OLAYLAR

soru.jpg

Uzakdoğu bulmacalarından sudokuyu çözmeyi çok severim. 1den, 9’a kadar olan rakamları, dokuzarlı dokuz kutuya, her rakamı aynı düzlemde ve kutuda bir defa olmak üzere yerleştirmek gerekir. Küçük bir yanılgı veya hesaplama yanlışlığı tüm bulmacayı bozar. Düzeltmek ise hiç başlanmamış bir bulmacayı çözmekten daha zordur. Çünkü, doğru olarak yerleştirdiğinizi sandığınız bir rakamı silmek dikkatinizi dağıtır…

Ülkemiz siyasi ve sosyal olaylar cehennemidir… Bu cehennemin körükçübaşı Zebanisi de, Medyadır. Bu zebani öyle kuvvetli ki; “Pireyi deve, deveyi de cebinde saklar” Medyanın bu marifeti; Güçlüyü daha da kuvvetlendirirken, memleketimizin esas sorunlarını gündemden kaçırmakla Halkımız daha da mazlumlaşmakta ve duyguları sömürülmektedir…

İsrail’in, yardım gemilerine yapmış olduğu insanlık dışı saldırıyı şiddetle kınıyorum. Ve, lanetliyorum!

Ancak; bu yardım yolculuğuna yönelik birkaç sorumuz olacak!

1)   Yardım gemileri düzenlenirken “Mavi Marmara” gemisi’ne bütün Dünya’ya her ortamda ve olumsuz şartlarda bile uydudan yayın yapacak sistem neden kurduruldu? İsrail’in gemilere saldıracağı biliniyor muydu?

2)   Mavi Marmara gemisinin çarkçıbaşı sayın Ekrem Çiftçi, her seferine çıkarken ailesini ve 1.5 yaşındaki çocuğunu götürme alışkanlığı mı var? Muhtemelen tehlikeli ve yorucu bir yolculuk olacağı, yardımı organize edenler tarafından ifade edilmesine rağmen, bu yavru neden götürüldü? (Çiftçi ailesine geçmiş olsun dileklerimizi de belirtiriz.)

3)   Gemi yolculuğunu biliriz. Yolculara can yelekleri ancak bir tehlike anında dağıtılır… Yardım Gemilerinin Akdeniz’deki rotasında doğal bir afet ve savaş tehlikesi olmadığı halde, neden tüm yolcular ve aktivistler can yelekleri giymişti?

Lütfen bunlar açıklansın! Halkımızın, bunları bilmeye hakkı vardır!

Hergün şehit haberleri ile sarsılıp milli duygularımızdan dolayı kinlendiğimiz bir süreçte, “Gri Olaylarla” Halkımızın insani ve dini duygularını sömürmeye kimsenin hakkı yoktur.

Sakın ola yanlış anlaşılmasın!

Mazlum Filistin Halkı’na yardım etmeyelim, Haklarını uluslararası platformlarda korumayalım diye bir iddiam yoktur. Yardım da edelim, haklarını da koruyalım. Her ne kadar Filistin kamplarında Türkiye’de eylem yapan teröristlere eğitim verdirildiyse de, Osmanlı’dan sonra Yahudi yerleşmecilere kendi topraklarını para karşılığında topraklarını sattılarsa da, Filistin’de yaşayan masum insanların varlığı göz ardı edilmemeli ve bu anlamda kin güdülmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin büyüklüğüne ve Türk Milleti’nin asaletine de bu yakışır…

Madem ki; mazlumların haklarını koruyacağız! Koruyalım… Zaten Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu sömürülen tüm mazlum milletlere bağımsızlık örneği olmuştur. Ezilen, hakları gasp edilen, işkence ve zulüm altında yaşayan dili dilimden, dini dinimden, soyu soyumdan olan kardeşlerimize karşıda aynı hassasiyeti göstermemiz gerekmez mi?

Irak’ta Türkler’in çektiği acıları duyuyor muyuz?

Güney Azerbaycan’da yaşayan Türkler asimilasyona uğratılıyor. Görüyor muyuz?

Karabağ’dan sürülen Türkler, evsiz barksız  yaşamaya çalışıyor. Anlıyor muyuz?

Nahcıvan Türkleri, PKK tarafından kuşatılıyor. Savunuyor muyuz?

İran’da Kaşkay ve Horasan Türkleri savaşlarda en ön cephelere sürüklenip soy kırımına uğratılıyor. Tavır alabiliyor muyuz?

Suriye ile İsrail arasında bulunan Golan tepelerinde yaşayan Yavuz’un emniyeti sağlaması bakımdan iskan ettirmiş olduğu Türkmenler, İsrail’in Suriye ve Lübnan’la yaptığı savaşlarda postallar altında kalıyor. Eziliyor. Yok ediliyor. Emanetin bekçileri olan kardeşlerimizi, biliyor muyuz?

Kırım’da Tatar Türkleri, Gürcistan’da Ahıska Türkleri topraklarını istiyor. Yardımcı olabiliyor muyuz?

Kafkasya’da yaşayan müslümanlar, Rusya’nın dayağını yiyor. Kurtarabiliyor muyuz?

Afganistan’da yaşayan Hazara Türkleri, uygarlıktan tecrid ediliyor. Eğitebiliyor muyuz?

Özvatanımız Doğu Türkistan’da, İnsanlığa uygarlığın ne olduğunu öğreten Uygur Türkleri’nin haklarını koruyabiliyor muyuz?

Balkanlarda ecdad yadigarı eserler yıkılıyor, camiler kiliseye çevriliyor. Önleyebiliyor muyuz?

Afrika çöllerinde sömürgeci Batı’ya karşı savunma yapması için bıraktığımız Osmanlı Türkleri’ne ulaşabiliyor muyuz?

Myanmar’da, açlıkla boğuşan Müslümanları hatırlıyor muyuz?

Efendim! Ne yapıyormuşuz? Yaptığımız şu:

Açlıktan ve hürriyetsizlikten dolayı, Asya’dan Avrupa’ya kaçan mazlum Müslümanları ve soydaşlarımızı yakalayıp, cezalandırılması ve idam edilmesi için Ülkelerine iade ediyoruz. Bu da bir yardım(!)  Neden iade ediyorsun? BM gözetiminde soruşturmanı yapar, muhacir statüsünde Doğu Anadolu’da uygun görülen yerlere iskan edersin…

Eğer sudokuyu çözmek istiyorsanız, sadece bir rakamı doğru kutuya yazmakla olmaz. 9×9=81 kere doğru yapmanız gerekir.

Benim en büyük endişem:

Batı’nın gözünde biz hala oryantalist politikalara muhatabız. Batı’da,  Türkiye için; “Türkiye’yi büyüyünce budayacaksın, kuruyunca sulayacaksın!” fikri hakimdir. Çünkü; Türkiye, kontrol edilmelidir…

Acaba bu “Gri Olaylarla”, budanma zamanımız mı geldi?

Kurtuluş ve büyüme için tek çare; Atatürk’ün fikirlerinden ders almak ve bu doğrultuda taviz vermeden, zamana ve şartlara uygun bir siyaset geliştirmekle mümkündür…

YILMAZ KARAHAN

Paylaş:

Yorumlar

“238) GRİ OLAYLAR” yazisina 7 Yorum yapilmis

  1. Gri olaylar... - E yorum tarihi 2 Haziran, 2010 18:19

    […] Gri olaylar… GR

  2. Ahmet Alptekin yorum tarihi 2 Haziran, 2010 18:22

    Yılmaz Hocam yine gündemi en güzel şekilde yorumlamışsınız .Yazılarınızı ilgiyle takip etmekteyim.

    Saygılar…

  3. Hüda Özkaya yorum tarihi 2 Haziran, 2010 19:20

    Yılmaz Hocam, yeni yazınızda da özgünlüğünüzde. Benimde sorum yaşanan olay gündemde iken taşeron örgütün klasik saldırı sistemi ve denizüssü saldırısı ile olası operasyonu önlemek, meydanlarda konsoloslukta saatin 7-8 aralığında insanların yoğunlaşması(sayısının tespit edilemeyecek kadar filistin bayrağının bulunması) ulus bütünlüğümüzü sorgulatacak askerlerimizi yad etmeyen düşünceye sahip kişilerin medyatik hareketlerinin yansıması, müslüman türk devletlerinde ve türk devletlerinde yaşananlara kayıtsızlıkları neden sorgulatılmak istenilinmez. Yoksa bu da kınanan israil devletinin oecd’ye girişini mi etkiledi yoksa hükümetin halk tarafından popülaritesini mi düşürttü. Diyorlar ki biz gerekeni yaptık, yapıyoruz. Evet onlar Haçlının, siyonistin hedefinde her gün her gün amansız çalışıyorlar. Vatanımız çok şükür bayraksız değil, yeter ki halkımıza doğrular verilsin. İnanıyorum seçiciliklerindeki kalıplaşmamış kişiler farkındası olacak. Yada 3 harfli çeşitli hukukdışı hukuki yaptırımlar…

  4. Ozan Kulanşı yorum tarihi 2 Haziran, 2010 21:01

    Kanımca; alışılmış lakabıyla “Yeni Dünya Düzenin” nin tüm üllkelere nüfuz etmiş kadrolarıyla ve medya oyuncağıyla sergilediği bir senaryo bu, yakın ve uzak amaçlarına-programlarına hizmet eden.

  5. selim yorum tarihi 3 Haziran, 2010 19:12

    Açılım balonu elinde patlayan Erdoğan şimdide yeni bir balona sarıldı.Düne kadar boynuna asılan yahudi övünç madalyasıyla kırıtan erdoğan bir an da israil düşmanı kesiliverdi. Olup bitenlerin tamamı akpnin yaklaşan genel seçimlerindeki oyunu yükseltmek adınadır.

  6. alptuğ telmaç yorum tarihi 3 Haziran, 2010 21:02

    Kalemine sağlık sayın yılmaz karahan. içimizi döktün vallaha. ürümçide, sincanda yapılan türk kıyımında utancımdan tv. açamamıştım bazıları soydaşlarının katlini değilde sanki somali’de kabile savaşlarını izliyor gibiydiler.

  7. mehmet şentürk yorum tarihi 5 Haziran, 2010 21:19

    YILMAZ HOCAM.BEN BU YAZINIZI BAŞKA YERLERDEDE PAYLAŞMAK İSTİYORUM AMA OLMUYOR.NE YAPMAMIZ GEREKİYOR.SELAMLARIMLA.

Yorum yap