235) YAZIDAKİ DETAYLAR…

Yayin Tarihi 25 Ağustos, 2008 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

Bu yazıdaki detaylar

çok çok çok önemli…

Aşağıda maddeler halinde paylaştıklarımız sizlere başka yazılarım içinde aktardım.

Son dönemde “aydınlarımızda” kendime göre gördüğüm kafa karışıklığından da yola çıkarak, neler olduğunu kendi bilgi ve yorumumla sizlere birkez daha aktarmak istedim.

Ben yazdıklarımdan “eminim”. Belki de TSK mensupları bile “bu kadar” saldırıya anlam veremiyorlardır. Bana kulak verirlerse ve özellikle Türk halkı, TSK’nın nereye “sıkıştırılmaya çalışıldığına” dikkat ederse, bir yazar olarak en azından bu ülkeye karşı görevimi yapmış olurum…

Soralım TSK’ya neden saldırıyorlar?

Maddeler halinde inceleyelim…

1- Bill Clinton Mayıs 1997’de “Yeni Bir Yüzyıl İçin Ulusal Güvenlik Stratejisi” adı verilen belgeyi imzaladı. Belgenin özü “ABD çıkarlarına dayanan ekonomik milliyetçiliğin” , gerekirse silah gücüyle dünyaya egemen kılınması üzerine bina edilmişti. Aynı belgede Türkiye ve bulunduğumuz bölge ile ilgili şu cümleler yar aldı “…iki yüz milyon varillik petrol rezerviyle Hazar Denizi bölgesi (Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kafkasya, İran, Kuzey Irak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu) dünyanın artan enerji talebini karşılamada önemli bir rol oynamaya adaydır… Kendi petrol kaynaklarımız tükeneceğinden bu bölgedeki kaynaklara ulaşmak, ABD’nin yaşamsal çıkarlarından biridir…”

2- Bölgedeki dinamiklerin ve ABD’nin tavrının değiştiğini düşünen Türk Genelkurmay’ı, 1997’de “Milli Askeri Strateji Konsepti’ni (MASK)” değiştirdi ve “aktif güvenlik politikası, bölgenin bağımsızlığı, TSK’nın modernize edilerek bağımlı olduğu noktaların tespit ve iyileştirilmesi” gibi dinamiklere farklı bakmaya başladı. Bu değişim aslında “Ortadoğu’da yerleşme” derdini yavaş ortaya döken ABD’nin ne yapmak istediğini “ilk algılayan yapı” olma özelliğinden kaynaklanıyordu.

3- MASK’ın değişmesi ABD’yi herkesten fazla rahatsız etti. ABD, TSK’nın “bölgede barışçıl merkezli bir yapıya sıcak bakmasından ve kararların Brüksel veya Washington yerine Ankara’dan alınmasından” ciddi anlamda rahatsız olmuştu. Ayrıca MASK’ın ABD’ye danışmadan değiştirilmesi “eleştiriliyor” ve şu ifade kullanılıyordu “…Türkiye’nin bölgede bağımsız bir güvenlik faktörü olarak güçlenmesi ve artan askeri gücü, bölgedeki istikrarsızlığı artırmaktadır…”

4- Aynı dönemde yazılan sorgulamaya yönelik ABD makamlarının raporlarında “Türkiye’nin 2015 yılına kadar alacağı tavrın ve ülke içindeki gelişmelerin” ABD’nin “ana çıkarlarının” bulunduğu Büyük Ortadoğu bölgesinde belirleyici olacağı belirtiliyordu…

5- Bütün bunlar olurken Türkiye 1999-2001 arasında tarihinin en büyük “finansal manipülasyonu” ile karşı karşıya kaldı. 57. Hükümet “pasifize” edilip Kemal Derviş’e teslim edilirken, koalisyon ortağı partiler siyasi dinamik içinde eridi. “Türkiye’nin değerlerinin tasfiye edilmesi süreci” başladı.

6- “TBMM’den geçmeyen tezkere” ve TSK’nın ABD’nin istekleri doğrultusunda “Büyük Ortadoğu Projesi’ne” (BOP) dahil edilememiş olması Okyanus ötesindekileri daha da kızdırdı. 2004 yılının Nisan ayında BOP’u anlatan ABD Dışişleri Bakanı Colin Powel “…Irak Türkiye, Pakistan ve diğer İslam Cumhuriyetleri gibi bir İslam Cumhuriyeti olacak” dedi.

7- Ortadoğu ve Orta Asya’da “kendi amaçları doğrultusunda” TSK’yı “tasarrufu” altına almak isteyen sadece ABD değildi… Avrupa Birliği (AB) de aynı amaçta birçok giriş yaptı ve maalesef kağıt üstünde bazı kazanımlar elde etti… Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül (bu arada hatırlatalım bazı çevrelerin Cumhurbaşkanı adayı) 2005 yılında AB Savunma Bakanları Konseyi toplantısına katıldı ve “Türkiye’nin AB muharebe gruplarında” yer almasını öngören anlaşmayı imzaladı. Bu anlaşmaya göre Türkiye, karar mekanizmalarında yer almayacak ama “AB’nin herhangi bir bölgedeki olaylara müdahale etmesini” sağlamak amacıyla oluşturulacak yapıya “güç” verecekti.

8- Türkiye’de “ılımlı din devleti” kurmak isteyenler, Sorosçular, rejimle “düellosu” olanlar ve devlet düşmanı eski “bazı fraksiyon mensupları” yukarıdaki dinamiklerle eşzamanlı harekete geçti ve TSK’ya “saldırı” da yerlerini aldı.

Sonuç: Ben “garip bir yazarım” sadece yazarım gözleri olanlar için…

Yiğit BULUT

Paylaş:

Yorumlar

“235) YAZIDAKİ DETAYLAR…” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. hilmi bilir yorum tarihi 26 Ağustos, 2008 15:10

    Yaa var bir şeyler ama ney….? diye kendi kendimize çok soruyoruz dimi bu amerika ile ilgili al işte Yiğit adam yazmış olduğu gibi işte budur mesele… Anlayana sivri sinek saz, psikolojik saldırıya , değer erozyonuna uğramış sünger toplumlara davul zurna bile az… SElamlarımla..

Yorum yap