2) ADALET

Yayin Tarihi 1 Ekim, 2008 
Kategori ÖYKÜ

ADALET

bayrak_2.jpg

Yaşlı kadın yatağından kalktı. Sabah ezanının insan ruhuna huzur veren sesi oda içinde yankılanıyordu. 88 yaşından beklenmeyecek bir çeviklikle pencereye doğru yöneldi. Pencereyi açması ile birlikte odaya ezan sesi ile birlikte baharın güzel kokusu ve kuş cıvıltıları doluştu. Penceresinden gözüken Kurtuluş Parkına bakarak yaşlı ciğerlerine sabahın ılık esintisi ile doldurdu.  Abdestini aldı, sabah namazını kıldı. Mutfağa yöneldi. Çayla birlikte bir iki lokma bir şeyler atıştırdı. Oturma odasına yöneldi. Eski bir fiskos masasının yanındaki koltuğuna ilişti. Masanın üstü çerçeveler ile doluydu. Bir tanesine uzandı, camının üzerinde titreyen parmaklarını dolaştırdı. Çerçevenin içindeki fotoğrafta İstiklal madalyalı kara yağız bir adamla, makyajsız olmasına rağmen güzelliği göz alan bir kadın birbirlerine bakarak gülümsüyorlardı. Yaşlı kadın “Günaydın Anne, Günaydın Baba” dedi. Usulca yerine koyduğu çerçeveye bir bakış daha attıktan sonra başka bir çerçeveyi eline aldı. Bu siyah beyaz fotoğrafta da subay üniformalı bir adamla bir gelin yan yana duruyorlardı.  Yaşlı kadın çerçeveyi titreyen dudaklarla öptü. “Günaydın Kocacığım” dedi. Kadın bu çerçeveyi de bıraktıktan sonra üçüncü ve son çerçeveye uzandı. Artık gözlerinden yaş damlıyordu. Fotoğraftaki biri erkek diğeri kız çocuklara bakıp “Günaydın Evlatlarım” dedi. Tüm çerçevelere kısaca göz atıp  “Sizleri, hepinizi çok özledim” dedi.

Gözlerinde biriken yaşları sildi. Artık ağlamak için bile yaşlı hissediyordu kendini. Ağır ağır  doğrulduğu koltuğundan eski telefonuna doğru yöneldi. Ağır ağır numaraları çevirdi. Karşısına çıkan adama “Bir taksi istiyorum” dedi ve adresi verdi. Kapısını kilitleyip, apartman merdivenlerine yöneldi. Yıllarca çekmediği zorluk kalmamıştı ama şimdi bu merdivenler hayatının en büyük engeli olmuştu. Ağır ve dikkatli bir biçimde iniyordu. Sabırsızlanan taksi şoförünün çaldığı korna sokağı inletiyordu. “Patlama be adam” dedi. Nihayet taksiye binebildi. “Teyze hoş geldin” dedi 25-30 yaşlarındaki şoför. “Nereye gidiyoruz?” Kadın kısa bir sessizliğin sonunda “Tüm bir gün beni taşırmısın?” diye sordu. “Sana 500 lira veririm.”  Adam küçümser bir gülümseme ile, “Mal sahibi benden her gün 500 lira istiyor teyze” dedi.

 Kadın gülümsedi

“O zaman sana 650 lira vereceğim ne dersin?”

“Kurtarmaz ama senin güzel hatırını kırmayayım. İlk önce nereye gideceğiz?”

“Anıtkabir’e”

“Anıtkabir’e mi?

“Evet”

“Tamam teyzeciğim”

“Yaş kaç teyzeciğim?”

“Seksen sekiz”

“Maşallah Allah uzun ömür versin teyzeciğim”

“Allah sağlıklı mutlu ömür versin oğlum”

“Haklısın teyzecim”

Taksi Anıtkabir’in kapısına gelmişti. Şoför “Teyzeciğim geldik” dedi. Dalgın görünen kadın “Evladım burada yardımına ihtiyacım var” dedi. “Benimle gel” Adam şaşırmıştı. “Tabii teyze” dedi. Kuşkulu gözlerle “Bizi buraya alırlar mı?” diye sordu.

O ana kadar dalgın ve yorgun görünen kadın, bir anda irkildi. Gözlerinden ateş fışkırarak “Ne demek almamak? Sen daha önce hiç gelmedin mi buraya?” dedi

“Hayır”

“Kaç yıldır Ankara’da yaşıyorsun?”

“Ben Ankaralıyım teyze. Doğma büyüme”

“Ee o zaman”

“Ne bileyim bir kez okulla gelmiştik bayramda. Bayram olmayınca burası kapalı sanıyordum ben”

Kadın sinirli bir şekilde kafa salladı.

Şoför utanmıştı. Mozoleye çıkan  mermer merdivenlere kadar konuşmadılar. Merdivenlere geldiklerinde Şoför kuşkulu bir şekilde

“Nasıl çıkacaksın Teyze?” diye sordu.

“Her ay nasıl çıkıyorsam öyle”

“Her ay geliyormusun?”

“Evet”

Uzun bir uğraşla merdivenleri çıktılar. Mozoleye doğru ağır ağır ilerlediler. İçerisi çok serindi. Şoför büyük bir azimle yürümeye çalışan kadının koluna girmişti. Kadının nefes alışları sıklaşmıştı. Nihayet mozolenin önüne geldiler. Kadın şoförün kolundan ani bir hareketle kurtuldu. Çantasını açtı. Tek bir karanfil çıkardı. Mozoleye doğru ilerledi. Çiçeği mozoleye koydu.  Şoför şaşkınlıkla olayı seyrederken kadının ağzından şu sözlerin döküldüğünü fark etti. “Hayatım boyunca sana verdiğim sözü tutmak için çalıştım” Ağır ağır geriye çekilen kadın ellerini açıp Fatiha okumaya başladı. Şoför kısa bir şaşkınlığın ardından ona katıldı. Kadın bir anlık suskunluktan sonra “Hadi gidelim” dedi.

Geldiklerinden çok daha ağır bir şekilde arabaya döndüler. Şoför kadının durumundan endişelenmeye başlamıştı. “Yoruldun mu Teyze” dedi.

Kadın sustu. Bir süre suskunluktan sonra “Evet hem de çok yoruldum” diye cevapladı. 

“Nereye gidiyoruz?”

“Bankaya”

Şoför  arabasındaki kadının herhangi biri olmadığını anlamıştı. Bu yaşlı kadının Atatürk’e verdiği söz ne olabilirdi? En sonunda dayanamadı.

“Teyzeciğim bir şey sorabilirmiyim?”

“Sor bakalım evladım”

“Anıtkabir’de Atatürk’e bir söz verdiğinizi söylemiştiniz. O söz nedir?”

“Uzun hikaye evladım”

“Olsun be teyze anlat ne olur”

“Ben lisedeyken bizim okulumuza gelmişti Atatürk. Beni de ona çiçek vermek için seçmişlerdi. Çiçeği verdiğimde bana ismimi sordu. Bende “Adalet” dedim. Bunun üzerine “Ne güzel ismin varmış” dedi. “Okulu bitirince ne olacaksın” dedi bana. Hemşire dedim. Oda “Güzel meslek ama bence sen Hakim ol ismine çok yakışır” dedi. Ben kadından hakim olmaz ki dedim. Kaşlarını çattı, “Sen istedikten sonra olur. Senden söz istiyorum hakim olacaksın” dedi .”

“Sen ne dedin peki?”

“Mustafa Kemal emretmiş ne denir? Söz verdim.”

“Peki olabildin mi Adalet Teyze?”

“Evet ben Cumhuriyetin ilk kadın hakimlerindenim.”

“Vay be. Sende ne hikaye varmış Adalet Teyze”

“Herkesin bir hikayesi vardır evladım. Herkesin hikayesi de kendine göre değerlidir. Eğer insanların hikayelerini bilip anlayabilirsen insanlara daha anlayışlı davranabilirsin”

“Haklısın Adalet Teyze. Bu bankamı gelmek istediğin”

“Evet”

“Yardım edeyim mi? Bende geleyim mi?”

 “Hayır. Sen burada bekle lütfen.Bu arada adın neydi evladım”

“Osman teyzeciğim”

“Tamam Osman. Beni 45 dakika kadar sonra buradan al olur mu?”

“Tamam teyzeciğim”

            Adalet hanım bankadan içeri girdi. Osman öğlen saatinin geldiğini fark edip yemeğe gitti. Yemek boyunca Adalet hanımı düşündü. “Kim bilir neler yaşamış, neler görmüştür” diye düşündü. Tam vaktinde bankanın önündeydi. Adalet hanım 15 dakikalık gecikme ile geldi.

            “Hoş geldin Hakim Teyze”

            “Çok uzun zamandır bana Hakim denmemişti.”

            “Hoşuna gitmediyse söylemeyeyim?”

            “Yok aksine hoşuma gitti. Sağol”

            “Nereye gidiyoruz?”

            “Seyranbağlarına”

            “Tabii”

            “Hakim Teyze çok yer gezmişsindir sen”

            “Tüm Anadolu’yu karış karış gezdik rahmetli kocamla”

            “Ne iş  yapardı amca?”

            “Subaydı.”

            “Ne zaman vefat etti?”

            “1952’de”

            “Çok olmuş.Gençmiş”

            “Kore savaşında şehit oldu.”

            “Allah rahmet eylesin Hakim teyze”

            ‘ Sağol’

            “Seyranbağları’na geldik nereye gideceğiz?”

            “Sağa sap. İkinci binanın önünde dur.”

            “Tamam.Buyur Hakim Teyze.Geleyim mi ben”

            “Yok bekle burada”

            Osman beklemeye başladı. Bir ara merak etti. Binanın uzaktan görünen levhasına baktı. “Seyranbağları Kız Yetiştirme Yurdu” yazısını okudu. Anlam veremedi. “Bu kadın burada ne yapar ki?” diye düşündü. 

            Yarım saat sonra Adalet hanım göründü. Yanında orta yaşlı kibar bir hanım vardı. Adalet hanımı arabaya ağır ağır bindirdi. Kadın “Adalet Hanım size ne kadar teşekkür etsek azdır. Her zaman yanımızdasınız. Kızlarda sizi çok seviyor. Ne olur arayı çok uzatmayın. Yine gelin” dedi.

Adalet hanım, buğulu gözlerle “İnşallah. Kızlara selamımı söyleyin. Bende onları çok seviyorum. Onlara iyi bakın” dedi. 

 

            Araba hareket etti.

            “Nereye Hakim Teyze?”

            “Hemen iki sokak öteye”

            Osman iki sokak ötede bu sefer başka bir binanın önüne park etti. Bu binada da “Ankara Seyranbağları Huzurevi” yazıyordu.

            “Bekle beni”

            “Tabii Hakim Teyze”

            Yine 1 saate yakın bir bekleyişin sonunda bu sefer etrafında bir çok yaşlı kadın ve adamla çıkageldi Adalet Hanım. Sarılıp öpüştükten sonra oradan ayrıldılar. Osman dikiz aynasından Adalet Hanım’ın gözlerinden akan yaşları fark etti.

“İyi misin Hakim Teyze”

“İyiyim Osman. Eski dostları görünce insan bir hoş oluyor”

“Nereye gidiyoruz?”

“Cebeci Asri Mezarlığına”

“Tamam”  

“Teyze nerelisin sen?”

“Aydın Sökeliyim. Babam orada pamuk ekerdi. Annem ev hanımıydı. Sonra Kurtuluş Savaşı oldu. Babam savaşa gitti. Söke işgal oldu. Biz dağlara kaçtık annemle. Saklandık dağ köylerinde. Savaş bitince Söke’ye döndük. Allah’a Şükür Babam’da sağ salim döndü savaştan.”

“Sonra ne oldu?”

“Liseye Aydın’a gönderdi babam. Orada Atatürk’le karşılaştım. Sözümü tutmak için İstanbul’a gittim. Hukuk fakültesine girdim. Orada rahmetli eşimle karşılaştım. O Harbiye’de okuyordu o zaman. Mezun olunca evlendik..”

“Çocuğunuz var mı?”

“Bir kızım bir oğlum vardı.”

“Neredeler şimdi?”

“Oğlum dışişlerinde çalışıyordu.”

“Ne güzel”

“1978’de Fransa’da  Ermeniler öldürdüler.”

“Üzüldüm Hakim Teyze. Başın sağ olsun. O da babası gibi şehit oldu yani”

“Evet. Şehit babanın şehit oğlu. Allah kimseye evlat acısı vermesin.”

“Amin. Ya kızın?”

“O eşi ve çocukları ile İzmit’te yaşıyordu. Öğretmendi. 1999’da depremde hepsi vefat ettiler.”

“Allah rahmet eylesin.Boş boğazlığımla üzdüm seni Hakim Teyze kusura bakma”

“Sanki sormasan aklımdan çıkıyorlar mı evladım.Sen üzülme sağol”

“Geldik Teyze”

“Tamam evladım. Al işte paran artık gidebilirsin.”

“Hakim teyze buradan nasıl döneceksin? Ben seni bekleyeyim eve bırakayım.”

“Yok beni alacaklar buradan”

“Hakim Teyze bu para fazla. Kusura bakma ben sana yalan söyledim. Taksinin sahibi benden 350 lira bekliyor. Affet beni. 350 ‘yi  ona veririm. Gerisi kalsın. Bende para istemem. Bugün senden aldığım hayat dersinin parasal karşılığı yok zaten.”

“Çocukların var mı?”

“İki tane ellerinden öperler.” Taksinin güneşliğinden çocuklarının resimlerini çıkarıp gösterdi.

“Adları nedir?”

“Kemal ve Ayşe”

“Oğlumun adı da Kemaldi.”

Sessizliğin ardından Osman’ın elindeki parayı ittirdi Adalet Hanım..

“Onlara bir şeyler al benim için. Onları okut. Ama yalansız, dolansız, çok çalışarak helal lokma ile büyüt ve okut. Atatürk’ün bana yaptığı gibi içlerindeki gücü fark etmelerini sağla. Bir de vatanını, milletini sevmelerini öğütle onlara.”

Osman Adalet Hanımın ellerine sarılıp öptü. Ona iyi evlatlar yetiştireceğine söz verdi. Adalet hanım mezarlığın kapısından ağır ağır içeri girerken; Osman yaşlı gözlerle onu izliyordu. Hayatının en büyük dersini kendisi küçücük, yüreği yaşadığı acılara rağmen kocaman ve güçlü bu yaşlı kadından almıştı. Osman arabasını mal sahibine götürmeye karar verdi. Bu gün daha fazla çalışamazdı.

Ertesi gün Ankara’da garip bir yağmur yağıyordu. Sanki gök delinmişti. Osman taksiyi mal sahibinden almış, durağa gelmişti. Çay ocağının yanında duran gazeteyi aldı. İlk sayfadaki haberlere göz gezdirdi. Siyaset doluydu gazete. Hiç anlamazdı. Sıkılıp adli olayların yer aldığı üçüncü sayfayı açtı. Taksiciler arkadaşları ile ilgili kötü haberleri genellikle oradan alırlardı. Göz gezdirirken bir haber dikkatini çekti.

“Dün gece geç saatlerde Cebeci Asri mezarlığında  bulunan cesedin Cumhuriyet tarihinin ilk Kadın Hakimlerinden Adalet YILMAZ’a ait olduğu belirlendi. Adalet YILMAZ’ın bulunduğu yerdeki mezarların eşine ve oğluna ait olduğu belirlendi. YILMAZ vefat ettiği gün bankadaki tüm parasını çektiği, bu parayı ikiye bölerek Seyranbağları’ndaki bir kız yetiştirme yurdu ile bir huzurevine bağışladığı belirlendi. Polis, Adalet YILMAZ’ın mezarlığa ölmek için gittiğini düşünüyor.”

Osman bir anda sarsıldı. Gözyaşlarına engel olamıyordu. Taksici arkadaşları hiçbir şey anlamadılar. Bir daha da hiç anlatmadı Osman bu yaşadıklarını. Herkesin tek bildiği Osman’ın bardaktan boşanırcasına yağan yağmur altında “Gökler bile sana ağlıyor” diyerek ağladığı…

NOT: Bu Öykü, Değerli Dostumuz Sayın Nuriye ÖZDİNÇER tarafından gönderilmiştir. Teşekkür ederiz.

Paylaş:

Yorumlar

“2) ADALET” yazisina 28 Yorum yapilmis

  1. ZÜHAL ASMA yorum tarihi 1 Ekim, 2008 14:48

    SN.ÖZDİNCER COK TESEKKÜR EDERİZ,OKUMAMIZI SAGLADIGINIZ, TÜM YASAMI BURAYA SIGDIRABILEN,BU ÖRNEK SATIRLARINIZ İCİN.
    VAROLUNUZ.
    *COK İCDEN BİR SIZIYLA ÖYKÜYÜ ANNEME,TEYZEMEDE OKUDUM.3.ÜMÜZDA EPEYCE BİR SÜRE SUSTUK..
    GÖNLÜNÜZE SAGLIK SN. YILMAZ BEY.İYİKİ BU SİTE VAR.
    ***YOKSA BÖYLESİNE GÜZEL İNSANLARI NEREDE BULUSTURACAKTINIZ…
    ”İNANIN;BÖYLESİ COK DAHA YÜCE..NEDENMİ?TABİİKİ;BİR PARTİ CATISINDA TOPLANMAKTAN DAHA EVLA:)DAHA YARARLI,DAHA DOSTANE.
    VE ASLA BURADAKİ GİBİ ESSİZ CÜMLELERLE SADECE YAZARAK BASKA HİCBİRYERDE SOHBET EDEMEZDİK.
    –SOHBETLERİ EN VERİMLİSİ BURADA:)
    *HÜDA SİZLERİ YÜCELTSİN.GÖZETSİN.TÜM KÖTÜLÜKLERDEN.

  2. Ramazan Ates yorum tarihi 3 Ekim, 2008 10:57

    Yazanin vede burada bizlerle bulusturanin yuregine, kalemine saglik. Allah razi olsun. Gercekten bir hayatin en guzel oykusu olmus. Icinde sevgi, merhamet, yardimlasma, durustluk, inanc, baglilik vede vatan sevgisini besleyen bu hikayeden alinacak cok ders var. Yazarak, naklederek okumamiza vesile olanlara tekrar tesekkur ederken, bu tur hikayelere daha fazla yer vermenizi rica ederim.

    Ramazan Ates
    Hollanda

  3. nurgün çelebi yorum tarihi 5 Ekim, 2008 11:19

    ağlamaktan bir şey yazacak halim kalmadı. ne mutlu onun gibilere

  4. Nesrin Demirci yorum tarihi 10 Ekim, 2008 13:58

    Tek kelimeyle her anlamda harikaaaaaaaaa.
    Ağladım. Yüreğinize sağlık. 20 yaşında üniversite
    öğrencisi oğluma da hemen göndereceğim.
    Tebrikler tebrikler tebrikler.

  5. BEYHAN GÜLLER yorum tarihi 11 Ekim, 2008 11:26

    SAYIN ÖZDİNÇER ÖNCE BU İNANILMAZ VE ÇOK BÜYÜK DERSLER ALMAMIZ GEREKEN (SAYIN HAKİM ADALET YILMAZ HANIMEFENDİ.’NİN)
    YAŞANMIŞ GERCEGİNİ BİZLERLEN PAYLAŞTIGINIZ İÇİN TEŞŞEKKÜRLER EDERİM BEN KISACIK BİR KONUYA DEGİNECEGİM DİLERİM BU VE BU GİBİ GERCEK YAŞANMIŞLARDAN BİR NEBZEDE OLSUN ÖRNEK ALIR VE VERDİGİMİZ SÖZLERİN TUTULMASI GERREKTİĞİNİ TEKKRARDAN HATIRLARIZ . İNŞALLAH BU YAŞANMIŞ HER KESİN İÇİNE BİRAZCIK DA OLSA SEVGİ,SAYGI,DÜRÜSTLÜK VEDE MERHAMET DUYGULARINI TEKRARDAN KAZANDIRIR İNANIN HİÇ BİR ŞEY İÇİN ÇOK GEÇ DEGİLDİR. SAYGILAR BEYHAN GÜLLER

  6. Tayfun Karakaya yorum tarihi 11 Ekim, 2008 18:55

    mükemmel yaşanmış ve her Türk ün okuması gereken bir hikaye.Paylaştığınız için yüreğinize sağlık.

  7. yilmaz gursoy yorum tarihi 12 Ekim, 2008 02:22

    insanlarin her gun biraz daha kuculdugu, biraz daha basitlestigi, biraz daha maddeci oldugu bu garip dunyada dev kalpli kisilerin de olmasi ne guzel. Umitsizliklerimizin, kotumserliklerimizin ve karanlik haberlerin bogmaya calistigi kitlelerin umidi oluyor boyle oykuler.
    Basit politikacilarin adi hesaplarini her gun izliyoruz medyada. Onlarin, boyle yuce kisilerden ders almalarini beklemek safdillik olur. Icimizi rahatlatan tek sey, kotulerin, hesap gunu geldiginde Allah’in huzurunda Cehennem azabi ile cezalandirilacaklarina inancimizdir.
    Bunun gibi daha nice goz yasartici oykuler olduguna inaniyorum ama guc sahiplerinin rezaletlerinden parlak hikayelere sira gelmiyor nedense.

  8. mukaddes muradoğlu yorum tarihi 13 Ekim, 2008 09:42

    harika bir öykü çok duygulandım böyle güzel yürekli insanların olması çok erçekten çok güzel bir şey paylaşımınız için teşekkürler

  9. fulya telek yorum tarihi 13 Ekim, 2008 16:47

    gerçekten çok güzel….okurken gözyaşlarımı tutamadım.hani derlerye burnumun direği sızladı diye işte ben o noktadayım.paylaştığınız için teşekkürler

  10. Sedat Kahraman yorum tarihi 14 Ekim, 2008 00:44

    böyle bir Atatürk ve vatan sevgisi ile dolu cok degerli Adalet anamiza Allah´tan rahmet diliyorum. Dilegim bu gercek olayi genc nesillerimizin okuyup ders almalari ve bilinclenmeleridir.
    Yaziyi buraya tasiyan arkadasimiza sonsuz tesekkürler.

  11. sevgi tekiner yorum tarihi 14 Ekim, 2008 08:15

    Cumhuriyet tarihi ilk kadın hakimi SUAT BERK’tir. Adalet Yılmaz hanımın hikayesi biraz duygu sömürüsü gibi geldi bana.Araştırdım tarihte böyle biri yok. Bizim milli duygularımız istismar edilmiyordur umarım.lütfen bilgi veriniz.

  12. sevgi tekiner yorum tarihi 14 Ekim, 2008 08:18

    diğer yorumu yapan arkadaşlara tavsiyem biraz araştırsınlar ve yeniden yorumlarını belirtsinler lütfen.(keşke gerçek olsa etkileyici ve güzel bir hikaye)

  13. Aynur Berber yorum tarihi 14 Ekim, 2008 08:30

    Bana bu yaziyi kizkardesim gondermis, gercekten bu yasam oykusunden o kadar etkilendim ki anlatacak kelime bulamiyorum. Ataturke, Vatana, Millete ve yaradana olan sevgisi beni bir kez daha dusundurdu. Yazana da yayinlayanlara da gonderenlere de tesekkur ediyorum. Herkese bu tur sevgileri yasamasi dileklerimle..

  14. Prof.Dr.Cüneyt Turan yorum tarihi 15 Ekim, 2008 12:44

    Bu kadar naif duygular içeren, insanlığa dair duyguların neredeyse dejenere olduğu bir dönemde gerçekler olması gerektiği gibi yaşanılan hayat çizgileriyle birlikte hatırlatılması, bundan yola çıkarak herkesin ders alabileceği konumda olması mutluluk verici. Ne mutlu Merhum Adalet Yılmaz hanımefendiye! Hayat bir tiyatro sahnesi ve biz insanoğluda senaryosunu bu sahnede en iyi bir şekilde icra etmesi gereken oyuncu… Kimilerimiz bu sahneden sonra gösterdiği performans ve öz duygularla özdeşleştirdiği oyunculuğu ile bu sahneye ismini; altın, gümüş ve bronz harflerle yazdırır. Sahneden indikten sonra da unutulmaza geçer ve bir sonraki uyunculara ilham olur. Rahmetli Adalet Yılmaz hanımefendi de hayat sahnesine ismini altın harflerle yazdırmış ve bu yaşantısıyla örnek bir hayat senaryosu teşkil edip unutulmaza geçmiştir. Bu örnek hayat hikayesiyle ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve içimizdeki yok olmaya yüz tutmuş duyguları hatırladım. Hayat bizleri öyle bir noktaya getirmiş ki içimizde var olan bir çok şeyi bazen yokmuş gibi yaşıyoruz. Merhum Adalet Yılmaz hanımefendinin ruhu şâd olsun…

  15. sevda yıldız yorum tarihi 22 Ekim, 2008 01:11

    Sevgi tekiner hanım gerçek olmasa bile çok güzel bir hikaye.Adalet hanımın olup olmadığı değil bana göre unuttuğumuz değerleri hatırlatıyorki çok güzel.Adalet hanımın yaşayıp yaşamadığı değil.

  16. semiha erbaş yorum tarihi 27 Ekim, 2008 18:52

    Adalet Hanım huzur içinde uyu birgün inanıyorum ki
    başka MUSTAFA KEMAL ler başka ADALET HANIMLAR bu ülkeden cıkıcaktır

  17. Mustafa Kemal ATATÜRK yorum tarihi 30 Ekim, 2008 00:35

    Adalet söz vermişti. sizde söz verin. içinizdeki cevheri görün ve ülkeniz için ilerleyin. huzur için yat Hakime Adalet..

    Sevgiler Mustafa

  18. aysin deniz yorum tarihi 30 Ekim, 2008 16:37

    Benim dün yapmış olduğum yorumu onaylamamışsınız…gerçekten sizde çok adaletliymişsiniz.halbuki ne kötü bir söz ne de hakaret vardı…aynı düşünmek zorundamı bırakılıyoruz acaba.bundan şikayetçi olanlarda bunu yapıyor.Bu yorumuda onaylamazsınız büyük ihtimalle ama siz görün yeter!

  19. fatih öztürk yorum tarihi 21 Ocak, 2009 00:15

    çok etkilendim çok güzel..

  20. Behram Su yorum tarihi 12 Şubat, 2009 11:11

    Merhaba sevgili okuyucular,
    Hikayede bahsi geçen hanımın hemşehrisiyim.Ancak hiçbir kayıtta ismine rastlamadım. Evet bir kaç Adalet Yılmaz var ancak hepsi de isim benzerliğinden öteye geçmemekte. Böylesine güzel bir hikayenin sonuna keşke Cumhuriyet tarihimizin ilk kadın hakimlerindendi yazılmasaydı. Gerçek ilk kadın hakimlerine büyük saygısızlıktır bu.
    Ancak hikayeyi çok beğendim ve duygulandım. Etkileyici olmakla birlikte faydalı bir öykü. Hatalı cümle çıkartılınca herşey dörtdörtlük olmuş olacaktır.
    Saygılarımla,
    Behram Su

  21. ülkü aytekin yorum tarihi 3 Nisan, 2009 17:35

    yazıyı gözlerim dolarak okudum ne mutlu ki ona ATATÜRK’Ü GÖREBİLMİŞ VE NE MUTLU ONA ATATÜRK’ÜN TAVSİYESİYLE HAKİM OLMUŞ.

  22. serdar biltekin yorum tarihi 6 Mayıs, 2009 16:40

    ya arkadaşlar yazı hakkaten çok güzel ben bu yazının slaytınıda müzeşliğinde seyrettim ama bişey unutuyoz geçmişini inkar eden şerefsizdir.ama bizler araştırmıyoruz çabuk gaza gelen gazmani bir millet olduk ben araştırdım sayın hakime hanımı ama kayıtlarda böyle bir isim yok basit usulde googl da bile arattırdığımda sadece bu hikaye çıkıyor karşınıza adalet hanım hakkında yadağına dair hiç bir bilgi yok sakın buda safsata olmasın ne dersiniz.haa safsata olsa ne farkeder diyen kesimdenmisiniz o da sizin bileceğiniz bişey kimse karışamaz.

  23. Ali berk yorum tarihi 30 Mayıs, 2009 12:00

    Gerçekten Gözlerim Dolarak Okudum…

  24. Adalet - E yorum tarihi 13 Aralık, 2009 00:27

    […] […]

  25. Ekin SOYLU yorum tarihi 24 Ocak, 2010 20:01

    bu insanın gerçek hayat hikayesii çook duygulandırdı beni atatürke verdiği söz bunnu gerçekleştirmek için çabası o kadar zorluğa katlanması gerçekten atatürkün izinde gitmesi herkesin yapamayacağı bir şeydir ağladum uzun deyip geçmeyin ene az bir kez okuyun

    NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE

  26. Yalçın Soylutuna yorum tarihi 29 Mart, 2010 10:48

    Evet Dostlar, Adalet Annemizin tarihçe-i hayatını okuyunca hislenmemek elde değil, sanki bir ömür ben yaşamışım gibi oldum. Aklıma Necip Fazıl’ın Sakarya’sı geldi. Ne mutlu o insanlara dönemlerinin abidesi oldular.
    Ruhu şad olsun Adelet Yılmaz Hakimin, Allah’ın Rahmeti eksik olmasın.
    Soylutuna

  27. arzu ak yorum tarihi 29 Nisan, 2010 16:55

    Bu hikayeyi okuyunca çok duygulandım Atatürkün izinde gidmesi, bu kadar acıya göğüs germesi türk toplumunda böyle mühtilş birkadının beni çok gurulandırdı. Böyle hikayeyi yayınladığınıa için çok teşekkür ediyorum. Ölüm tarihinde vikopedinde yazarsanız sevinirim.

  28. Sadık Yapılı yorum tarihi 24 Kasım, 2010 13:01

    Vatan, Cumhuriyet, Atatürk Sevgisi, İnsan Sevgisi Budur İşte adına demokrasi deyip açıla saçıla ülkeyi bölenler bunu anlamazlar

Yorum yap