186) ANNE KORKUTMA SİYASETİ

Yayin Tarihi 14 Kasım, 2009 
Kategori SİYASİ

 

ANNE KORKUTMA SİYASETİ

“Ana gibi yar, Vatan gibi diyar olmaz” (ATASÖZÜ)

Demokratik açılımla ilgili Meclisteki oturumu izlerken Hükümet ve DTP sözcülerinin “Anneler ağlamasın”, “Anneler artık üzülmesin” vurguları ve tekrarları, sanki kadınlarımızın duygusallığına yönelik bir çağrıdan öte korkutma, sindirme söylemlerini çağrıştırmaktaydı…

Cenneti ayaklarının altında taşıyan annelerin ağlamasını ve üzülmesini kim isteyebilir ki?

Hangi anne kendi evladını ateşe atar? Böyle birşey mümkün mü? Allah annelere evlad acısı tattırmasın, ocaklarına ateş düşürtmesin! Ancak, Ülkemizde terör belası yüzünden binlerce gül yüzlü anneler ve körpe gelinler soldu… Başlarına zamansız kar yağdı…

Fakat bu yürekleri dağlanmış anneler, yinede “VATAN SAĞOLSUN” diye haykırabildi. Çünkü biliyorlar Vatan topraklarının da bir “ANA” , Devletin “BABA” olduğunu… Yeter ki “ANA VATAN” ağlamasın! 

Aslını neslini inkar etmeyen her Türk evladı, Anasını ve Vatanı’nı şerefi ve namusu olarak bilir. Uğruna can ve canlar verir…

Zira Vatan Anası var ise; Devlet Babası da vardır.

Devleti var ise; hür dalgalanan Bayrağı da vardır.

Hür Bayrağı var ise; Dili ve Dini vardır.

Annelerin ağlamasından hepimiz rahatsız oluyoruz. Bu gözyaşlarını dindirmek için terör örgütüne taviz vermek bir çözüm olamaz! Dağdan ineceklere sosyal, siyasi, kültürel ve ekonomik her türlü olanaklar sağlanacaksa anneler daha fazla ağlamaya hazırlansın demektir… Çünkü; muteber vatandaş(!) teröristler yarınlarda daha fazla istek ve tekliflerle Devlet’in karşısına gelecek ve şöyle diyecek “Eğer bu isteklerim yerine getirilmezse Ananı ağlatırım!”

Ne olacak o zaman? İşte o zaman esas anamız, Vatan Ana ağlayacak!

Bu Vatan, Kimin Anası?

Bu soruya en güzel cevabı milli şairlerimizden Orhan Şaik GÖKYAY vermiştir;

BU VATAN KİMİN?

Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır;
Bir tarih boyunca, onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir…

 

Tutuşup: kül olan ocaklarından,
Şahlanıp: köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından,
Alnına ışıklar vuranlarındır…

 

Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,

Cepheden cepheyi soranlarındır…

 

İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir…

 

Tarihin dilinden düşmez bu destan:
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı bir yakut olan bu vatan,
Can verme sırrına erenlerindir…

 

Gökyay’ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlısında görenlerindir…

  

YILMAZ KARAHAN

image00116.jpg

Paylaş:

Yorumlar

“186) ANNE KORKUTMA SİYASETİ” yazisina 4 Yorum yapilmis

  1. ilhan PARÇALI yorum tarihi 14 Kasım, 2009 17:46

    Siyasetteki temel ölçüler değişti.İnsanlara,Vatana bakış değişti..Bu yönetimin bakışlarındaki değişiklik ve bu gün ülkemizin bu duruma gelmesini ben doğal karşılıyorum.Zira bu felsefeyi savunan bu günün iktidarındakiler zaten hep aynı şeyleri söylediler ve de söylemlerini daha fazla bir şerefsiz iştahla söylüyorlar ve de söylemeye devam edecekler.Asıl sorun bu değil,zira bizim insanımız ve bizim geçmişimiz bu tür belalardan kurtulma mücadeleleri ile doludur ve her mücadelenin zaferler ile süslenmiştir.Asıl sorun bizim insanlarımızın,aydın(!)larımızın,teorisyenlerimizin,o görkemli söylemlerinde ülke ve millet bütünlüğünü dağlara taşlara meydan okurcasına anlatan insanlarımızın ,bu iktidardaki salyalıların zor oyunları karşısında kimlik ve kişiliklerinin erozyona uğrama olayıdır.Asıl sorun kimin kimin tarafında olduğunun bilinmemesidir,her an herkes satılabilir,satabilir.Güven olayı erozyona uğramıştır,insanlarımızın yürekleri acaip bir şekilde korkudan çarpmaya başlamıştır.Neden,bunu sormalı ve buna karşı düşünce ve davranış üretilmeli.Neler oluyor,bir avuç soysuzun,basit birkaç oyununa nasıl düşüldü,bizler bu kadar amatör müyüz?Bence bu sorgulanmalı.Yarın yanıbaşında seninle kavgaya tutuşan,savaşa seninle omuz omuza mücadele edecek olan insanları hale cephelerde dedelerimizin beklediği ve güvendiği gibi güvenip “YA ALLAH” diye düşmana saldırabilecekmiyiz.

  2. Hüseyin Avcı yorum tarihi 14 Kasım, 2009 22:19

    o zaman akla şu sorular da geliyor;Acaba bu iktidar yada bunun gibilere emeniler derseki Ağrı’yı bize ver yoksa askerin ölür,anaları ağlar veya yunan derseki egede karasularımı on iki mile çıkartıyorum karşı gelmeyin yoksa analarınız ağlar.vb…Bunlar yine derler verelim gitsin analarımız ağlamasın diye!

  3. Barış AYKUL yorum tarihi 15 Kasım, 2009 08:57

    Bölücü terörün 25 küsur senedir bitirilememiş olması vatandaşımızda ”bu işin askeri ve polisiye tedbirlerle çözülemeyeceği”düşüncesinin doğmasına yolaçmıştır.

    Bu düşünce, Mehmet Y.Yılmaz gibi memleketin en büyük gazetelerinin yazarları tarafından bile dillendirilebilmiştir.

    Gerçek bu değildir.

    Eğer mücadele 25 senedir uygulanmış kedi-fare oyunu ise bu mücadeleyi reddetmek hepimizin hakkıdır.

    TSK nın görevi dağda başlayan bu işi gene dağda bitirmektir.Bununla ilgili gerekli öngörülerde bulunmak,gerekli tedbirleri almak TSK nın ana ödevidir.Analar çocuklarını askere bu amaca hizmet için göndermektedirler.Bedeli bu vatanın evlatlarının kanıyla ödenen bu mücadelede topu her fırsatta siyasi iradeye atmak TSK nın komuta kademesine yakışmamaktadır.

    Komuta kademesine yakışan bu iş daha fazla sarpa sarmadan karargahı Silopiye taşımak ve bu işi bitirmeden Ankaraya dönmemektir…

  4. Aydın Ayoğlu yorum tarihi 18 Kasım, 2009 00:17

    Vatan elden çoktan çıktı

    Artık kimse ses etmesin
    Vatan elden çoktan çıktı
    Kalkıp beni söyletmesin
    Vatan elden çoktan çıktı

    Çok söyledik duymadınız
    Sözümüze uymadınız
    Uyumaya doymadınız
    Vatan elden çoktan çıktı

    Çoktan bitti pazarlıklar
    Yapıldı hep hazırlıklar
    Kazıldı tüm mezarlıklar
    Vatan elden çoktan çıktı

    Akıttılar yaşımızı
    Bağladılar başımızı
    Bitirdiler işimizi
    Vatan elden çoktan çıktı

    Bize kara giydirdiler
    Boynumuzu eğdirdiler
    Yerlere dek değdirdiler
    Vatan elden çoktan çıktı

    Fayda vermez son pişmanlık
    Artık sökmez kahramanlık
    Yandı kül oldu samanlık
    Vatan elden çoktan çıktı

    Mikdatî der çok üzgünüm
    Kederliyim hem kızgınım
    Şaşırmışım ben bozgunum
    Vatan elden çoktan çıktı

    Mikdat Bal

    Aydın Ayoğlu
    Güney Azerbaycan

Yorum yap