165) ATATÜRK’ÜN SON ESERİ: HATAY

Yayin Tarihi 9 Kasım, 2013 
Kategori ATATÜRK

 

Son Eseri: Hatay

image0013.jpg

“Her millet, layık olduğu yaşayışa erer…”

Atatürk’ün Adana’da Hatay için:

-“Kırk asırlık Türk yurdu yabancı elinde kalamaz!”  demesinden iki gün sonraydı. Mersin’de istasyondan şehrin içine doğru yavaş gidiyordu. Yolun üstüne siyahlar giyinmiş ve ellerinde büyük bir afiş tutan bir kaç genç kız çıktı. Afişte şu yazı vardı:

-“Suriye hemşerinizi de kurtarın.” Suriye, ancak din kardeşi olan bir milletin vatanıydı. Türkiye de artık dinci değil, milliyetçi bir devletti. Suriye içinde, bütün esir yurtlar için olduğu gibi, kurtuluş dilerdi. Ama kurtarmaya kalkmak gereksiz olurdu.

Etrafta hıçkırıklar ve gözyaşları yoktu; Atatürk’ün de gözleri ıslanmış değildi. Suriyelilerin 1. Dünya savaşında Türk düşmanlarıyla birleştiklerini, Türk ordusunu arkadan vurmaya çabaladıklarını, belki ihanet ettikleri için ihanete uğradıklarını düşünüyordu.

-“Her millet, layık olduğu yaşayışa erer…” Dedi ve yürüyüp gitti.1

Türk milleti hiçbir zaman esirlikte kalamaz

Damar Arıkoğlu, Adana anılarına şöyle devam ediyor:

-“Biraz daha yürüdük; Baraja giden yol kavşağına vardığımız zaman yolun solunda kadınlı erkekli siyahlar giymiş büyük bir kalabalık, siyah bayraklar ellerinde, başlarında Tayfur (Sökmen) Bey sıkıntı içinde ve feryatla Gazi’yi selamladılar. Bir kısmı da ağlıyordu. Tabii Paşa durakladı, bu kalabalık tamamiyle Hataylılardan oluşmuştu. 15–16 yaşlarında baştan aşağıya siyahlar içinde bir genç kız elinde bir siyah bayrakla yaklaştı. Gazi’nin karşısında gözyaşları arasında içten gelen, bağlı bulunduğu toplumun özlem ve ızdırabını temsil eden acıklı bir dille, Hatay’ın anavatandan ayrı kalmasını, Fransızların zulüm ve işkenceleri içinde kalan 500 bin Türk’ün feci durumlarını, cehennemi hayatlarını hem ağlıyor hem de ağlatıyordu:

-‘Ne olur Paşam bizleri de kurtar. Bu zalim Fransızların esirliğinde bizi bırakma. Sana yalvarıyorum, bütün Hataylılar yalvarıyor; bizi de hürriyete, anavatana kavuştur’ dedikten sonra hıçkıra hıçkıra ağladı. Doğrusu Gazi, önümüzde olduğu için onun gözlerini göremedim, fakat Latife Hanım da bizim gibi aynı halde olduğunu gördüm. Gazi tatlı bir sesle:

-‘Türk milleti hiçbir zaman mahkûmiyette ve esirlikte kalamaz; gönlünüz rahat olsun’ dedi. Bu şekilde bütün topluluğu ve hepimizi görülmedik bir sevince boğdu. Tayfur Bey, ilk Hatay başarısını burada temin etmiştir. Gazi Mustafa Kemal Paşa’dan, şerefli bir askerden kararlılık ifade eden bir söz almıştı.”2

Gazi Mustafa Kemal Paşa, 15 Mart 1923 tarihinde Hataylılara verdiği sözü, 20 Mayıs 1938 tarihinde Dolmabahçe’deki hasta yatağından kalkarak ve yaşamını riske atarak geldiği Adana’da gerçekleştirdi. Onun bu ziyareti, Fransızlara ve de Suriye’ye bir gözdağıydı ve sonuçta Hatay anavatana kavuştu.

1 Hilmi Yücebaş, Atatürk’ten Nükteler, Fıkralar ve Hatıralar, İstanbul 1973, s. 98.

2 Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, İstanbul 1961, s. 307–308.

Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009

Hatay Hikâyesi

Artık hastalığı kontrol edilemez bir durumdaydı. Bir taraftan Hatay, diğer taraftan hastalık onu eritiyordu. Son günlerin en büyük neşesini ona bir subay vermişti. O Hatay konusunda endişe içindeyken subay Şükrü Kanatlı karşısına çıkmış:

-“Paşam izin ver, yalnız elimdeki kuvvetle, değil Hatay’ı Süveyş’e kadar bütün sahili sana teslim edeyim. Sonra beni asi diye as… Tek sen üzülme” demişti. Şükrü Kanatlı çıkınca Atatürk:

-“Ektiklerimiz meyve verdi. Artık ölsem de gam yemem” demişti.1

1 Münir Hayri Egeli, Atatürk’ten Bilinmeyen Hatıralar, Ankara 1959, s. 113.

Kaynak: Atatürk’ten Gençliğe Unutulmaz Anılar, Ahmet Gürel, Mayıs 2009 

www.isteataturk.com

 DİP NOT:

15 Mart 1923 tarihinde Antakya Şenköylü Ayşe Fıtnat Hanımın Adana’da Atatürk’e hitabı şöyledir: 
“Selam sana ey sarlan hale-i ikbali büyük halaskârımız. Hürmet sana ey İslamiyet’i kurtaran büyük gazimiz, ey zulümleri yıkan, mazlumları sevindiren Türk kahramanı ey ağlayan masum gözlerin sızlayan Türk kalplerinin kahramanı, kudümünle bugün Adana’da yeni bir hayal tecelli ediyor. Parlak umidi istikbal doğuyor. fakat ve esfaki Adana’nın güzel bir parçası olan zavallı Antakya ve İskenderun’da yüzbinlerce hemşerimiz düşman çizmeleri altında sürünüyor. Mini mini Türk yavruları boğazlanıyor… 

Ey ulu gazi bizi kurtar 
Ey ulu gazi bizi kurtar 
Ey ulu gazi bizi kurtar 

İşte biz Antakya ve İskenderunlular sevinerek ayaklarının altında ölmek istiyoruz. Eminim ki ruhumuz sizi Antakya muhitine götürecek.. Afita-bı Kemal olanlarda bütün küvetiyle edecektir. 

Yaşasın ulu gazimiz 
Yaşasın şanlı ordumuz 
Yaşasın büyük Türk milleti”

Atatürk’ün cevabı:

“Kırk asırlık Türk Yurdu düşman elinde esir kalamaz!” 

HAZIRLAYAN: YILMAZ KARAHAN 

Paylaş:

Yorumlar

“165) ATATÜRK’ÜN SON ESERİ: HATAY” yazisina 2 Yorum yapilmis

  1. Yılmaz Karahan yorum tarihi 9 Kasım, 2013 14:33
  2. Aydın Ayoğlu yorum tarihi 9 Kasım, 2013 15:39

    Helal olsun çok duygulandım.
    Bunu bir de Aratürk’ü sevmeyen kendilerine dindar deyip ama dinden hiç anlamamış yobazlar da okusun. bilsinler ki eğer bugün bu ülkede özgürce yaşayıp rahatca herkesi eleştirebiliyorlarsa Atatürk’ün sayesindedir yoksa Atatürk olmasaydı hepsi ya hırstyan olmuştu ya da göçmek zorunda kalıp sürgün bir hatatla karşı karşıya kalmışlardı.

    Emeğinize Sağlık Yılmaz hocam.

Yorum yap