136) İHMAL Mİ? İHANET Mİ?

Yayin Tarihi 7 Mart, 2008 
Kategori KATEGORİLENMEMİŞ

 

İHMAL Mİ ? İHANET Mİ ?

image00119.jpg

 

Petrol yoksa çıkartma ruhsatı neden vermiyorsunuz?
Değerli okurlar, geçenlerde Türkiye-Suriye sınırında uydu verilerine göre petrol deniz i olduğu iddiasını yazmıştım. Yazı  sonrasında Silopi de madencilik yapan Beşir Yılmaz aradı.  Yazacaklarımı lütfen iyi okuyun!…


Beşir Yılmaz telefonda. ‘Vedat bey, gelin Silopi’ de Cudi eteklerine sizi götüreyim de petrolü kendi gözünüzle görün!..‘diyerek feryat ediyordu.


‘Nasıl yani!..’ diye sorduğumda anlatmaya başladı..


‘Biz aileden madenciyiz.Irak sınırında yaklaşık 300 km ya da bir başka deyişle yaklaşık 150 milyon ton asfaltit madeni buldum.. Bu  madeni bir süre resmi olarak işlettikten sonra devlet 1978 yılında kamulaştırıyoruz’ diyerek el koydu. Rezervin de 50 milyon ton olduğu iddia edildi. Madem asfaltit rezervi az, neden el koyuyorsunuz. Dünyanın neresine giderseniz  gidin asfaltit maddesi bulunan her yerin altında petrol vardır.  Silopi’nin altı da petrol deniz idir. Yaz aylarında etraftaki  ocaklardan resmen petrol akar ve Hezil çayına karışır. Gelin görün!  Sadece petrol değil, burada çok zengin uranyum Ve nikel madeni de
var’


– Nereden biliyorsunuz?

‘Türkiye’deki analizlere güvenmediğim için  madenin her tarafından örnekler alarak Almanya’ya bizzat götürdüm  ve analiz yaptırdım. Raporları gönderdim size ( Sonuçlar elimde Yatağan ve Tunç bilek’e göre iki misli rakamlar var)
dünyanın en önemli uranyum madenlerinden birisi buradadır ve aktif  haldedir
..’


Beşir Yılmaz’ın anlatacak o kadar çok şeyi var ki makineli tüfek  gibi art arda sıralıyor. Ben de zaman zaman araya girip soru soruyorum.
-Petrol olduğunu nereden biliyorsunuz?


‘Bu bölgede İngilizler 1967-87de petrol aramışlar. Açılan  kuyulardan gökyüzüne doğru 100 metre kadar petrol fışkırmış.  Ardından kapatmışlar ve betonlamışlar. Benim madenimin yanında da  bu kuyudan var ve vanasını gelin birlikte açalım eğer beton ve cıva  basıp tıkamadılarsa bakalım ne kadar petrol fışkıracak. Dönemin  köylüleri arasında hâlâ yaşayan görgü tanıkları var ve petrolün 100  metre kadar fışkırdığını görenler var.
‘Beşir Yılmaz konuştukça pür dikkat dinlemeye devam ediyorum..’
Vedat Bey, asfaltit maddesi olan her yerde petrol vardır. Eğer  petrol yoksa bana neden petrol çıkartma ruhsatı vermiyorlar? Musul  ve Kerkük’ ün rakımı 80-100 metre civarındadır. Cudi Dağı’ndaki  petrolümüz resmen Irak’a doğru akıyor ve başta İngilizler ve ABD bunu biliyor..’ 

Beşir Yılmaz bugünlerde Silopi’ ye bile zor gider hale gelmiş.
Devlet kamulaştırılacak diye el koyduğu  madeni şimdi Turgay Ciner ‘in sahibi olduğu Park Holding’e devretmiş. Durum böyle olunca, Yılmaz da dava üstüne  dava açmış ve yürütmeyi durdurma kararı aldırmış. Eğer tekrar el   konulursa AIHM’ YE başvuracakmış.
Kısacası madeninin peşini bırakmıyor ama artık bölgedeki aşiret  ağaları da onun peşini bırakmaz hale getirilmiş..Bütün dava tutanakları elimde okudukça dehşete kapılıyorum. Şimdi  sıkı durun…


Beşir Yılmaz Başbakan Tayyib Erdoğan’ a bu durum üzerine başvurmuş   ve  dilekçe vermiş dilekçede aynen şöyle yazıyor..
‘Bürokrasi ve çeteler milletin hak ve hukukunu aramaktan  bezdirmiştir. Televizyonda ve basındaki konuşmalarınızda ‘hortumcu  çetelerin ve bürokrasinin üstüne gidilecektir diyorsunuz’. Millet  buna çok seviniyor. 25 yıldır gasp edilen madenimiz çete ve bürokratların, anayasa, kanunlar ve insan hakları hiçe sayılarak  ihale yolu ile peşkeş çekiliyor. Allah’a ve sizin yüksek  adaletinize sığınıyorum.‘ Beşir Yılmaz devlet tarafından el konulan mallarını ve bunun karşılığında devletin verdiği parayı yazıya  eklemiş..
1- 35 km yol yaptım.
2- 500 bin ton hazır çıkarılmış kömürüm var.
3- 3,5 milyon metreküp hafriyat yapılmış.
4- Mazot tankları.
5- Dinamit ambarı.
6- Kantar ve kantar binası.
Resmi olarak bana ait olan ve vergisini ödediği madenimde Bugüne  kadar yaptığım işler ve halen bulunan demirbaş ve çıkarılmış maden  içinde 5.800.800 TL.
(Buna resmen gasp ve devlet terörü denir!)
Beşir Yılmaz Başbakan Erdoğan’a yazdığı dilekçede devam ediyor.
‘Bu para halen bankada duruyor. Buna rağmen Türkiye Kömür  İşletmeleri ihaleyi adamlarına ve hortumculara peşkeş çekiyor’


Beşir Yılmaz’ ın bu başvurusuna Başbakan Erdoğan bugüne kadar cevap  vermemiş.
Beşir Yılmaz’dan al ve ABD bağlantılı şirketlere ver. Uranyum  konusu da bir başka skandal. Güneydoğu resmen petrol denizi  üzerinde ve Türkiye ABD Firmalarının peşinde ‘bize petrol bul’ diye  yalvarıyor… İddialar devam ediyor:6 mühendisin kafaları kesildi.
TPIK diye Türkiye Petrolleri’nin kurduğu bir kurum yurt dışına  petrol arama işlerine giriyor ve bugüne kadar milyar dolar zarar  ediyor.


Beşir Yılmaz diyor ki: ‘Kimin hain kimin işbirlikçi olduğunu   anlamak çok kolay!
Eğer bölgede petrol yok ise neden bana petrol çıkartma ruhsatı  verilmiyor. Ruhsat verin 800 metreden petrolü çıkartmazsam ben bu   ülkeyi terk ederim. MTA yıllar önce sondaj yaptı 480 metrede su   bulundu ve ardından delici aletin ucu kırıldığı için sondaja son verildi. Herkes bilir sudan sonra petrol gelir. Biz yerli teknoloji   ile 1200 metreye kadar sondaj yapabiliriz kimseye ihtiyacımız yok.  İzni versinler siz görün petrol nasıl   fışkıracak.


‘ Bu görüşmemizden bir gün sonra Beşir Yılmaz tekrar aradı ve  Soma’da görevli bir mühendis ile görüşmemi isteyerek telefon  numarasını verdi. Adını burada yazmak istemiyor. Mühendis ile   görüşmemde daha da çarpıcı gerçekler çıktı ortaya.
Altı ay kadar önce Cudi dağları eteklerinde bulanan 6 insan   iskeletinin ne olduğunu bilip bilmediğimi sordu. Ben de    ‘bilmiyorum’ dedim. Mühendis ekledi
‘Bu iskeletler 18 Yıl önce Cudi Dağı’nda kaybolan 6 Türk petrol   mühendisinin iskeletleri. Kafaları kesilerek öldürülmüş..’ Dondum  kaldım. Ne diyeyim.Kendisi de mühendis olduğu için yalan  söylemiyordur diye düşündüm..Ardından devam etti..
‘Vedat Bey Türkiye maden bakımından dünyanın en zengin ülkesi. Siz  Ödemiş yakınlarındaki Bozdağ’ın dünyanın en büyük altın rezervi  olan dağlarından biri olduğunu
biliyor musunuz? Ama bu madenleri kimse çıkaramaz. Hatta bu konunun  üzerine giden
gazeteciler öldürüldü. Uğur Mumcu ve Çetin Emeç’in öldürülmeden  kısa bir süre önce bu madenler üzerine gittiğini biliyorsunuz her  halde…’

İlgiyle dinledim. O kadar çarpıcı şeyler anlattı ki, yazmaya sayfalar yetmez. İddiaların hepsinin  belgeli olduğunu söyleyen bu mühendis, gazete ve televizyon  kanallarında hiçbir gazetecinin bu yönde bir haber yapamadığını ve   milletin resmen uyutulduğunu örneklerle anlattı. Beşir Yılmaz’a son
sözüm ‘ Bana anlattıklarınızı Genelkurmay”a anlatınız mı?’ oldu.  Aldığım cevap da aynen şöyle.
‘ Vedat Bey her şeyi belgeleriyle birlikte bir kaç kez askeri  büyüklerimize anlattım ama bugüne kadar bir arpa boyu ilerleme  kaydedemedik!’. 

Ne diyeyim, bu milleti korumaya yemin etmiş  olanlar utansın!.. Son sözüm: ‘AB ve ABD, PKK”yı boşu boşuna  özellikle bu bölgede  güçlendirip milletin başına bela etmedi. Bölgeye gelecek barış  ortamı Türkiye”yi   ekonomik olarak uçuracak gelişmelere gebedir!..’

VEDAT YENERER

Gazeteci

ziyaretcidefteri21111126.gif

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap