110) ESRARENGİZ LABİRENT

Yayin Tarihi 25 Ekim, 2008 
Kategori SLAYTLAR-RESİMLER

                                  esrarengiz_labirent.pps

hedef_adam.jpg

Paylaş:

Yorumlar

“110) ESRARENGİZ LABİRENT” yazisina 1 Yorum yapilmis

  1. Yasemin Yüksel yorum tarihi 25 Ekim, 2008 00:56

    Yilmaz Bey tesekkurler gercekten cok hos bir sunumdu.
    Atlantis, cok genis bir sekilde yayildigini dusundugumuz masalsi bir uygarlik.
    ***
    Dunya uzerindeki her bolgenin enerji alani, orda yasayan halki etkileyen belli bir ”kisiligi” vardir. Farkli enerji alanlari orada yasayan insanlarin bedensel titressimlerini ve grup psIkolojisini degistirir, duygusal ve ruhsal gelisimini etkiler.
    Atlantis halki kendi ozgun enerji alaninda yasadigindan, onlar biz Lemuryalilardan farkli bir bicimde gelismislerdi ve bu yuzden farkli ilgi alanlarina sahiptiler. Atlantis, ozellikle kitanin bati yarisi, yogun bir merakliliga yol acan, atesli, huzursuz bir enerji iceriyordu. Huzursuz sinirlanmislik duygulari, onlari kesfetmeye ve icat etmeye yonlendirmisti. Deniz ve hava yolculugu yapma konusunda sasirtici bir yetenek gostermis ve uygarliklarinin cok erken bir doneminde aletler ve ilkel bir teknoloji gostermislerdi.
    Ote yandan, bizim enerjimiz daha kisi-ve yuva- yonelimliydi, buda genislemeden cok, iliskilerle ve grup faaliyetiyle yogun bicimde mesgul olmayla sonuclaniyordu. Biz yarataci kaynaga, ve evrensel yasalara ve bilgelige tam bagliligi ve butunuyle destekleyici, birbirine baglayici bir ortak bilinci deneyimlemeye calisiyorduk. Doyumlu dingin, neseli ve eglence severdik ve mevcut durumu degistirmeyi hic istemiyorduk.
    Lemurya kulturumuz ve uygarligimiz on binlerce yil boyunca gelismisti, ancak modern insanlar bizim yasam tarzimizi duragan olarak gorebilirlerdi. Belli bir doyum, rahatlik ve uyum duzeyine eristigimizde, dissal ilerleme durmustu. Bu yuzden, Atlantisliler bizi ilk kesfettiklerinde, bizi geri kalmis, tembel, sIkici, teknolojik olarak asagi, hatta aptal olarak gormus olabilirler (Amerikalilarin kizilderilileri gordugu gibi, A.G)
    Biz Atlantislilerin cok konustuklarini fark etmistik. Ustelik onlar cogunlukla kastettikleri seyi soylemiyor, yada soyledikleri seyi kastetmiyorlardi. Karsilikli dil engelleri yuzunden, ve buna bizim neseli kikirdamalarimiz ve kahkahalarimizda katildiginda, onlara anlasilmaz seyler soyleyen cocuklar gibi gorunmus olmaliyiz.
    Atlantisliler uygarliklarina tipki bizim gibi, evrensel bilgelige ve birbirlerine bagli olarak basladilar. Ne yazikki gelismelerinin erken bir doneminde – insan turunun bir cogunun yapmis oldugu gibi – isIk bedenlerinden ayrilip fiziksel forma dustuler. Ondan sonra binlerce yol boyunca Evrensel Bilgeligin nufus ettigi ortak bilincaltini korudular, ama uygarliklarinin gecirdigi buyuk yikimdan sonra bu bilincalti da parcalandi. Ancak Lemuryayi kesfetmelerinden uzun zaman once, onlarin Evrensel Bilgelikle ilgili eksIk anlayislari daga materyalist hale gelmisti, toplumlarinin bazi uyeleri dogaya ve birbirlerine hukmetme arzusu tasiyorlardi.
    Biz Lemuryalilar ruhsal egilimli ve gayri mulkiyetci oldugumuzdan, sahip oldugumuz seyleri onlarla karsiliksiz olarak paylastik. Sahip oldugumuz seyleri Atlantislilerler paylasmaya sadece gonullu degil, cok hevesliydikde. Ogretmekten hoslandigimizdan, onlara sadece Evrensel Bilgeligi ve yasalari degil, ayrica kutsal geometriyi, yildizlarin, gezegenlerin ve kristallerisn enerjisini, bitkileri beslemeyi, esansimsi yaglarin uretimini, sifali otlarin bilgisini ve guzel sanat eserleri ve kumaslar yaratmayi memnuniyetle ogrettik.
    Bizim basvuru noktamiz olmadan yeteneklerimizi anlamanin onlar icin cok guc oldugunu takdir etmis ve bilgimizi ozumsemelerine yardimci olmasi icin Altin Isigi cagirmistik. Ancak bir cogunun anlamasina karsin, bazilari bizim iyi niyetlerimize sirt cevirdiler.. Bunun sonucunda, o Atlantisliler bizim degerli bilgiyi, bilgeligi ve mallari karsiliksiz olarak verecek kadar zayif olan ilkel yerlilerden baska bir sey olmadigimiza hukmettiler. Yinede bizim cabasiz bir bicimde surdurdugumuz o evrensel bigelik birikimi onlarin merakini uyandirmis ve daha sonrada saplantilari haline gelmisti.
    Atlantisliler bu muazzam bilgi birikimini bizden memnuniyetle alip kendi toplumlarina uyguladilar. Ve teknolojik egilimli olduklarindan, bizden aldiklari bilgiyi pratik bicimlerde uyguladilar. Bizim dostlarimizi, kristalleri kendi teknolojilerinde aletler olarak kullandilar. Denizin ustunde, altinda ve havada gidebilen gemiler yaptilar ve bu tasitlari kristal enerjisiyle islettiler; kristalleri bir tur isitma, sogutma, aydinlatma ve enerji gucu olarak kullandilar ve bizim kazi yapma ve nesneleri kolayca hareket ettirme yetenegimizden yararlandilar. Tapinaklar, binalar ve harika kentler yaratmak icin bizim kutsal geometri anlayisimizi kullandilar.
    Kadim kil tabletlerde, diger kayitlarda ve mitos larda bizim harika binalar, kentler ve anitlar yaratabildigimizden soz edilir. Ama onlari biz yapmamaistik, Bizim kutsal geometri, enerji agi, enerji istasyonlari hakkinda bilgimiz vardi ve yuksek matematik ve muhendislik denebilecek seye sahiptik. Ama bu bilgiler diger halklar, esasen Atlantisliler tarafindan uygulanmistir. Biz ne gemiler insa ettik nede koloniler kurduk. Bu harikalarin mimarlari ve muhendisleri olarak gorulebilirdik, ama onlar Lemuryali olmayanalar tarafindan yapilmisti.
    Atlantisliler ayrica bizim birbirimizle iletisim kurmak icin dusunce formlarini, enerji-agini ve telepatiyi kullanma, nesnelere, kristallere ve kayalara bilgi kaydetme, beden disi yolculuk yapma, uzun bir omur surme yetenegimizide kopya etmeye ve kendi enerji-aglarinin yerini saptamaya calismislardi. Ne yazikki, onlar yuksek bilginin ve ona eslik eden gucun asil maksadini anlamamais ve onu butunun hayri yonunde kullanmayi amaclamamislardi. Bazilari guc acligi cektiklerinden, bilgiyi kisisel kazanc icin ve insanlari kendi amaclari yonunde etkileyip yonlendirmek icin kullandilar.
    Atlantisliler bizim yildizlari okuma becerimizide edinmislerdi, ancak bunu neyi ve neden okuduklarini tam olarak anlamadan yapiyorlardi. Bizi taklit etme surecinde, yildizlara, gunese ve aya adanmis bir cok anit yarattilar. Diger uygarliklarda bu becerileri – bazen Atlantislilerden kopya ederek edinmislerdi. Ancak cocuklarin ”telefon” oyunu gibi, bu surecte degerli bilgi yanlis bir sekilde aktarildi, dagildi ve bazi bilgiler kayboldu.
    Biz Lemryalilar Buyugkler Kurulu nun yardimiyla Evrensel Bilgelige bagliydik. Hatirlayacaginiz gibi, buyuklerimisz bizi isiga bagli tutma gorevilerine dayanan kararlar veriyorlardi,. Ama Atlantisliler Buyuklerimizin Lemurya toplumundaki pozisyonlarini bir guc pozisyonu olarak yanlis anladilar. Bilgeligi tum Atlantislilerle ve kolonilerdeki yurttaslarla paylasmak yerine, sir olarak sakladilar ve rahip/krallar yaratarak sadece onlari Bilgelige inisiye ettiler.
    Atlantislilerin bu arada Lemuryalilarla yakin iliski kurmalari yari Lemuryali yari Atlantisli bebeklerin dogumuyla sonuclandi. Iki toplumun birbirine karismasi tum Lemurya titresimini dusurdu ve bu durum daha sonra uygarligimizin cokusune katkida bulundu.
    Yuzyillar boyunca Atlantisliler ticaret ve ogrenim amaciyla Lemuryaya geldiler. Hatta anayurdumuzda koloniler bile kurdular. Onlardan kolonilerini enerji-agimizin uzerine degil, baska yerlere kurmalarini ve o bolgelerde kalmalarini istedik, ilk basta bunu yapmaya razi oldular. Ancak bazilari kendi bolgeleri icinde kalmadilar ve dahada fazla yayilmak icin Buyuklerimize teklifde bulunmaya basladilar. Buyuklerimiz bu teklifleri reddettiler ve bu Atlantislilerin bize dusman olmasina yol acti.
    Yuzyillar boyunca baris icinde bir arada yasdiktan sonra, bazi Atlantisliler boyun egmeyen Lemuryalilari yakalayip anayurdumuzdan uzaklastirmaya basladilar. Ve tutsak ettikleri Lemuryalilari sadece Atlantise degil, Tibet, Misir Orta dogu, Avrupa, Afrika ve guney Amerikadaki kolonilerinede goturduler.
    Biz Lemurya icinde genis capta yolculuk yapmamiza karsin, sevgili kitamizin disina yolculuk yapmayi asla arzulamaz ve bunu yapmazdikta. Ana yurdumuzun ve halkimizin enerjisinden ayrilmak bir olum haberi gibiydi ve bu Shangri-la efsanesini uretmisti. Ulkemizi asla isteyerek terk etmedik, cunku topraklarimizi terk etmek bizim –ruhsal bedenimizi ve grup bagimizi tam olarak surduremeden- tumuyle fiziksel bir varolusa zorlanmamiza yol acmisti. Kutsal tapinaklarimiz, Buyuklerimiz, Sifacilarimiz ve diger Lemuryalilarin sinerjisi olmadan, isIk bedenimizi surduremedik ,(bedensiz varliklarin surekli bizi birlige cagirmasinin sebebi bu olsa gerek A.G) ve fiziksel bedenimizi genclestiremedik. Sadece bu degil, isbirligi ve kosulsuz sevgi iceren degerli toprak enerjimiz olmadan, biz goturuldugumuz topraklarin enerjisini ustlenmeye basladik. Sonucta ya olduk, yada cok daha kisa omurlu ve kederli-kasvetli tutumlu bir fiziksel form ustlendik. Benzer bir bicimde, bir Aborjin de hapsedildiginde cogunlukla hucresinde olur.
    Ama gittigimiz yerlere bilgimizi, deneyimlerimizi ve anilarimizida goturduk. Ana yurdumuz hakkinda anlattigimiz, hayranlik verici ve sasirtici oykuler mitoslar ve efsaneler haline gelirken, bilgimiz diger uygarliklar tarafindan hevesle ozumsendi
    .
    Lemurya Yolu adli kitaptan alintidir

Yorum yap