1049) KIBRIS RUM KESİMİNDE CAMİYİ YAKTILAR!

Yayin Tarihi 16 Nisan, 2012 
Kategori BASIN-YAYIN

Kıbrıs Rum kesiminde cami kundaklandı

image00119.jpg

Kıbrıs Rum kesiminin Limasol kentinde bulunan tarihi Köprülü Hacı İbrahim Ağa Camii benzin dökülerek yakıldı. 

 

KKTC Din İşleri Başkanlığı’nın Kıbrıs Rum kesimi Sorumlusu ve Hala Sultan Camii İmamı Şakir Alemdar, geçen Cuma gecesi Rum gençler tarafından kundaklandığı belirtilen caminin çatısının çökmek üzere olduğunu bildirdi.

Caminin girişinin, ahşap veranda kısmındaki dış mertekler, kapı ve bir pencerenin yandığını belirten Alemdar, cami içindeki halıların da is ve çıkan yangından zarar gördüğünü kaydetti.

Alemdar, ibadete açık olan caminin, Osmanlı döneminden kalma kitabeliğinin de düşerek kırıldığını anlattı. Alemdar, Cumayı Cumartesine bağlayan gece meydana gelen olaydan, Rum tarafında Paskalya tatili olması nedeniyle geç haberdar olduklarını söyledi.

Bugün Rum polisiyle görüştüğünü ve polisin, “kundaklamayı gençlerin yaptığı” yönünde açıklama yaptığını aktaran Alemdar, olayla ilgili gözaltına alınan olmadığını kaydetti.

Söz konusu camiye yönelik saldırının ilk olmadığına işaret eden Alemdar, caminin yakınında yaşayanların en son 15 gün kadar önce de saldırı olduğunu söylediğini belirterek, “Bu saldırı ilk değil” dedi.

“KİLİSE’DEN SALDIRIYI KINAMASINI BEKLİYORUZ”

KKTC Din İşleri Başkanı Doç. Dr. Talip Atalay, Kutlu Doğum Haftası ve Paskalya’nın yoğun olarak kutlandığı bir zamanda, Kıbrıs Rum kesiminin Limasol kentinde bulunan Köprülü Hacı İbrahim Ağa Camii’nin benzin dökülerek yakılması girişimini üzüntüyle karşıladıklarını belirterek, Rum Ortodoks Kilisesi’nden saldırıyı kınamasını beklediklerini söyledi.

Atalay, olayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, ibadethanelerin güvenli yerler olduğunu, oraya sığınan insanlara dokunulmayacağını ifade ederek, Rum tarafında herhangi bir Türk yetkilinin olmadığını, Rum makamlarının kendilerine emanet edilen ibadete açık bir camiyi kundaklamaya açık bir pozisyonda bırakmasının son derece esef verici ve üzücü olduğunu vurguladı.

Bölgedeki Müslüman cemaatten aldıkları bilgiye göre, aynı caminin beşinci kez kundaklandığını, bu durumun daha da üzüntü verici olduğunu ifade eden Atalay, caminin Cuma akşamı kundaklandığını, cami cemaatinin haber vermesi ile dün akşam bilgileri olduğunu, tam teyit etmeden de basına bilgi vermek istemediklerini kaydetti.

Bölgedeki Din İşleri Dairesi’nin temsilcisinden aldığı bilgiye göre, Kıbrıs’taki Köprülü ailesine ait vakfın yaptırdığı, tarihi Türk camisinin girişindeki 40 kadar merteğin yanarak kömür olduğunu, girişin her an çökebileceğini, caminin tamir edilinceye kadar ibadete kapatılacağını kaydeden Atalay, Rumların, yangını kimseye haber vermeden camiye badana yaptığını, olayın bu şekilde kapatılamayacağını, benzinle kundaklamanın söz konusu olduğunu söyledi.

Minare havaya uçurulmak istendi

Saldırının zamanlamasının da üzücü olduğunu dile getiren Atalay, Müslümanların Kutlu Doğum Haftası’nı, Rumların da Paskalya’yı kutladığına işaret ederek, bu saldırının beşinci olduğunu, 15 gün kadar önce de yakılan ve içine tüp gaz konan araç lastiğinin minarenin altına atıldığını anlatarak, “Lastik patlasın ve minare yıkılsın diye. Fakat lastik çok alev almadığı için patlamadan kalmış. Saldırıların sistematik bir şekilde yapıldığı gözüküyor. Benzinle tutuşturulduğu anlaşılıyor. Panjurlar yanmış, giriş kısmı tümden yanmış, girişte 40 kadar mertek yanmış, çatı çökmek üzere ve cami kullanılamaz halde. Giriş çatısı her an çökebilir korkusu yaşanıyor” diye konuştu.

KİLİSEDEN KINAMA BEKLENTİSİ

Rum Kilisesi’nin bu olaya sevineceğini düşünmediğini ifade eden Atalay, zaman zaman görüştüğü Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu 2. Hrisostomos’a, “Bizim inancımız ve geleneğimiz hiç bir ibadethaneye saldırıyı hoş görmez, ibadethanelerin emin yerler olduğunu düşünür ve ona göre muamele etmek isteriz ve buna göre de muamele beklemeyi arzu ederiz” sözlerini aktardığını söyledi.

Atalay, “Sayın Hrisostomos’dan konuyla ilgili bir kınama ve kendi toplumunu uyarma konusunda duyarlılık ve açıklama bekliyorum. Destek açıklaması. Duyarlı davranacağını düşünüyor ve birşeyler yapacağına inanıyorum” dedi.

Kıbrıs Rum kesimindeki saldırının, Avrupa’da artış gösteren ırkçılıktan etkilenmiş olabileceğini, ancak Rum tarafının bu konuda Avrupa’ya ihtiyacı olmadığına işaret eden Atalay, Kıbrıs’ta 1963’ten bu yana yaşanan pek çok sorun olduğunu kaydetti.

Geçmişte Baf Camii’nin tümden havaya uçurulduğunu, güney Lefkoşa’daki Bayraktar Camii’nin de yakın zaman da bile saldırıya uğradığını anımsatan Atalay, Rum tarafında böyle bir gelenek bulunduğunu söyledi.

“TEKRAR HORTLAMASIN”

Rum tarafındaki camilerin Rumların, kuzeydeki kiliselerin de Türk tarafının kültürel mirası olduğunun altını çizen Talip Atalay, şöyle konuştu:

“Biz ibadethanelerin tartışma konusu olmaktan kesinlikte çıkmasını istiyoruz ve camilerimizin korunmasını istiyoruz. Ne bir camiye ne bir kiliseye bu adada herhangi bir sadırı olmasın. Avrupa ve dünyada yükselen ırkçılık dalgası bunu tetikliyor olabilir mi? Tabi ki olabilir ama adadaki tarihi gelenek açısından bakarsanız, özellikle 1960 sonrası olaylar açısından, zaten Avrupa’da böyle şeyler yokken ya da kalkmışken, burada böyle şeyler vardı. Biz bunların tekrar edilmesini, hortlamasını istemiyoruz.”

Atalay, güvenlik açısından bir sorun yoksa insanların kendi inançlarına ait kutsal mekanlara girip çıkışlarında bir zorlanmanın olmaması ve kutsal mekanların korunması gerektiğini kaydetti.

“TANSİYONU DÜŞÜRÜCÜ BİR ROL OYNAMAMIZ LAZIM”

Kıbrıs’ın fethinde bayrak dikilmesi nedeniyle tarihi önemi bulunan, güney Lefkoşa’daki Bayraktar Camii’nin de zaman zaman saldırıya uğradığını anlatan Atalay, yakın bir zamanda caminin kilidi kırılarak soyulduğunu, bu olayın bir kaç kez tekrarlandığını, Rum makamlarının bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini söyledi. Atalay şunları kaydetti:

“Bir şekilde toplumlar arasındaki tansiyonu düşürücü bir ol oynamamız lazım bizim. Siyasetin de ateşini düşürücü bir ol oynamamız lazım. Bu konularda hem kilisenin hem de Rum yetkilerin duyarlı davranacağını, özellikle barış görüşmelerinin sürdüğü şu süreçte, zannederim ilişkileri tamir eder. Ama bu tarz olaylar ilişkilerimizi kolay onarılamayacak şekilde zedeler. Biz zedeleyici bir ilişki biçimine katkı sunmak istemeyiz. Din İşleri Başkanlığı olarak barış ve kardeşliğe katkı sunacak eylemelerde ve söylemlerde bulunmakta fayda görürüz.”

DÜNYA BÜLTENİ

 

Paylaş:

Yorumlar

Yorum yap