475) ERMENİ SİGORTALARI OYUNUNUN TARİHÇESİ
Yayin Tarihi 22 Haziran, 2010
Kategori ERMENİ SORUNU, TÜRK DÜNYASI
ERMENİ SİGORTALARI OYUNUNUN TARİHÇESİ
1875’lerden başlamak üzere, birçok yabancı sigorta şirketi Osmanlı İmparatorluğu’nda aktif halde idiler. 1885’ten başlamak üzere Amerikan sigorta şirketi New York Life Osmanlı İmparatorluğu’nda pazar ve müşteri aramaya başladı. Akıllarına Osmanlı İmparatorluğu’nun gelmesi boşuna değildi. Osmanlılar misyonerleri imparatorluğa sokmuşlar, orada bir sürü de yabancı okul açılmıştı.
New York Life yaklaşık 20 yıl boyunca Osmanlı içinde sigorta satmaya devam etti.
Ancak Osmanlılar’ın, sigorta satın almanın bir nevi kumar oynamak olduğunu düşünmeleri gibi bir veya bir başka nedenlerden dolayı New York Life’ın ana müşterileri Ermeniler olmaya başladılar. Üstüne üstlük Ermeniler Türkler gibi de değildiler; Ermeniler’de para da vardı. Osmanlı İmparatorluğu adamlara iyi bakmış ve palazlanmalarına yardımcı da olmuştu.
New York Life’ın sattığı 7,671 poliçeden yaklaşık 5000’ini Ermeniler satın aldılar. Bu poliçelerin o tarihteki değeri bugünün standartları ile bile inanılmazdı; Tam 10 milyon 281 bin 134 dolar. Alan memnun, satan daha da memnundu.
İşler New York life için Osmanlı İmparatorluğu’nda o kadar tıkırında o kadar iyi gidiyordu ki, burada satılan sigorta poliçelerinin sayısı New York Life’ın Amerika’nın 21 eyaletinde sattığı poliçe sayısından daha fazla idi.
Ondan sonra, geldi 1914 ve 1. Dünya Savaşı. Devam eden sigortaların primleri ödemeleri hakkında boşta bırakılan Ermeniler doğru Amerikan büyükelçiliğinin yolunu tuttular.
Uğraşlardan sonra bir yol bulundu. Onlar paralarını elçiliğe ödediler, elçilik de New York Life’a iletmeye davam etti.
Ermeniler’e poliçeler satan bir de Fransız şirketi var.
Fransız kelimesinin her zikredildiği ortamlarda kulaklarımızın diklendiği son yıllarda, bir Fransız şirketi olan AXA ile ilişkin gelişmeler ve kendilerinin Ermeni yandaşı yaklaşımları bir rastlantıyı geçmiş ve, “son derece garip kategorisi”ne girmiştir.
Fransızlardan işkillenmek için sebep çok: İlk Ermeni soykırımı anıtını yapanlar onlar, Türkiye’nin güneyine çıkartılan işgal güçlerinin arasına Ermeni Taburlarını sokan ve Ermenilere Fransız üniformalarını giydirenler onlar, en çok Ermeni göçmen kabul eden Avrupalı dostlarımız onlar. Türkiye AB’ye giremez diye debelenenler onlar. “Soykırımı olmamıştır diyeni hapse atarım” diyen onlar.
AXA 1996’da kendisinden daha eski bir sigorta şirketi olan UAP’yi satın alır. Neden alır? Saatli bombanın pimini neden çeker? Bu tamamen bir tesadüften mi ileridir?
Rastlantı bu ya, UAP’de 1922’de Ermeniler’in soykırımına uğradığını Fransız Dışişleri Bakanlığı’da bir resmi mektupla deklare etmiş bir şirkettir. 1999’da AXA bizim OYAK’a ortak olmuştur.
Bilderberg toplantısı geçen yıl 2 Haziran’da Fransa’da toplandı. Ali Babacan, Kemal Derviş, Mustafa Koç, Fehmi Koru da Türk katılımcılar idiler.
Aynı toplantılarda bir başka katılımcı daha vardı : Henri Castries.
Acaba konuyu Henri Castries’e açan oldu mu kahve molaları sırasında? AXA, UAP gibi Ermeniler’e milyonlarca borçlu bir şirketi neden bile bile satın aldı? Yeni Ermeni tazminat başvuruları alabilmek için AXA son başvurma tarihini neden durmadan uzatıyor? (En son hali ile 29 Aralık 2007).
Aslında oraya kadar gitmişken bir de Kissinger’e de bir sormak gerekirdi :
“Yahu biz şu acabacılık işini bir türlü beceremedik, bırak Plan B-yi, Plan A-mız yok Türkiye’de. Nasıl oluyor bu iş bize biraz anlatsan?“
Ermeni planının ABD’deki hukuk süreci ve Ermenilerin aldıkları tazminat paraları:
1. New York Life Şirketi gelişmeleri
Ermeniler’in Sigorta satranç oyununun baş aktörü, ve Ermeniler’in en büyük kahramanı Dr. Vartkes Yeghiayan’dır. Bu Los Angeles’li Ermeni hem bir doktordur hem de avukat. Okuduktan sonra imrenip, “bizde neden yok bu tip Türkler? Allah bize de nasip eylesin inşallah” dedirtecek bir adam bu.
Dr. Yeghiayan, 1913-1916 yılları arasında ABD’nin Osmanlı İmparatorluğu büyükelçiliğini yapmış olan Henry Morgenthau’nun hatıralarını 1987’de okur ve aklına bir fikir gelir.
Yeghiayan o zamanki Dışişleri Bakanı George Schultz ile iletişime başlar ve onun yardımı ile ABD Federal arşivlerinden konuya ilişkin yaklaşık 10.000 doküman oluşturur. Bu dokümanlarda kimin ne ödediğini ve bu paraların kimlere gittiğini belirler.
New York Life da iyi kayıtlar tutulmuştu. Kime ne satıldı, adresi, her şey oradaydı ve sadece New York Life-ın bu konudaki evraklarının sayısı 35.000den fazlaydı..
Ermenilerin yıllardır Amerika’daki sigorta şirketlere gönderdikleri istem dilekçeleri şirket tarafından zaman aşımından dolayı reddedilmekteydi.
Ve, Yeghiayan da sigorta şirketlerinin peşine düşer ama eski sigorta sahiplerinden biraz daha planlı ve programlı hareket etmektedir.
Morgenthau’nun hatıralarından gerekli delili bulmuştu ancak Amerikan mahkemelerine gidebilmesi için kanunlar gereği mahkemenin huzuruna en az bir “soykırımı” kazazedesi çıkarması gerekiyordu.
Araştırmalar başladı ve epey bir reklamdan sonra 90 yaşında Martin Maroutian adından bir Ermeni bulundu, ancak Yeghiayan’ın elini çabuk tutması gerekiyordu. Bu yaşlı adam her an ölebilirdi.
Ardından Yeghiayan’ın şansı yaver gitmeye başladı ve 11 Ermeni daha buldu ve New York Life sigorta şirketini, Los Angeles’teki büyük bir avukatlık bürosu aracılığı ile 3 milyar dolarlık tazminat için mahkemeye verdi. (Komisyon usulü ile çalışan avukatlar, mahkeme sonuçlandığında 3,5 milyon doların sahibi oldular ve bundan sonraki girişimler için, hem onların, hem de Amerika’nın başka bölgelerinde benzer davaların açılmasını bekleyen avukatlık şirketlerini de ağızlarının suyu akıtmaya başladı.)
Ancak aynı zamanda bir de hukukçuluk hüviyet olan avukat Yehhiayan’ın problemi burada bitmiyordu. Çünkü Amerikan kanunlarına göre bu sigorta istemi zaman aşımına uğramıştı ve hak iddia edilemezdi.
Ama koskoca Amerika’daki koskoca Ermeni lobisi şimdiye kadar boşuna mı çalışmıstı?
Amerika’daki 1,5 milyon Ermeni’nin en az 900 bininin yaşadığı, (küçük Ermenistan olarak da adlandırılan Los Angeles’teki 200.000 nüfuslu Glendale ilçesinin 80.000′i 2007 sayımlarına göre Ermeni’dir ve 5 belediye meclisi üyesinin 3ü Ermenidir), George Deukmejian’ı (Dökmeciyan) vali seçtirdikleri, eyalet meclisinde birçok Ermeni’nin bulunduğu, Los Angeles Şehir Meclisi’nin Hollywood Bulvarı’ndan Santa Monica Bulvarı’na, oradan da 101. Otoyola adar uzanan Los Angeles bölümünün 2001 yılında Küçük Ermenistan olarak resmen tanındığı bu Los Angeles şehrinde, bu Kaliforniya eyaletinde, bu da problem miydi yani?
Neymiş? Zaman aşımıymış! O da ne? Bir kanun. Kanunlar değiştirilemezler mi? Hele ki Amerika’da ve hele ki Kaliforniya’da? Bunca yıllık lobiciliği boşuna mı yapmışlardı Ermeniler?
Kanunu değiştirdiler. Hem de 2010 yılına kadar uzatmalı. Ermeniler’in de zaten istediği o idi. Bu süre bu iş için yeter ve artardı bile.
Aslında bu çabanın önünde engeller yaratmak için Türkiye’nin de tam 7 yılı vardı. 2003te duyurduk. 2007′deyiz. Ama bizde, “cık, yok bunun ucu bize dokunmaz” dan başka hareket yok maalesef.
…….
Ve işte size Amerika’yı avucunun içine almış bir Ermeni cemaati! Acaba kimin vatan sevgisi kiminkinden azdır. Bunu bilebilmek mümkün müdür?
……..
Dr. Yeghiayan yani bir işe daha başladı.. Geçtiğimiz yıllarda, Avrupa’da da araştırmalar yaparak Osmanlı İmparatorluğu’nda sigortacılık yapan diğer 59 hayat sigorta kurumunu da araştırmaya başladı.
New Jersey eyaletinde işlev gören bir Ermeni düşünce kurumu, Gomidaş Enstitüsü’nün ve Amerikan Princeton Üniversite’sinin Amerikan resmi çevreleri içinde geniş şekilde yayımladığı bir çalışması, sadece New York Life sigorta şirketinin Ermenilere sattığı poliçelerin o tarihteki değerlerinin 10 milyon dolardan fazla olduğunu ve bugünkü değerinin 100 milyar dolar civarında olduğunu belirtmekte. Değişik avukatların, konuya dair değerlendirmeleri de, tüm faiz, para işletme karşılığı tazminat ve tüm “kasıt” tazminatları da ele alındığında, bu miktarın 1 milyar dolardan 50 milyar dolara kadar uzanabileceği yönünde.
Bir yandan da, adı geçen tüm yeni gelişmeler, Amerika’da 1998’de yasalaşan Yahudi Soykırımı ardından gelen 2. Dünya Savaşı sigorta istemlerine doğrudan doğruya paralellik göstermekte olduğundan, Amerikan sigorta şirketleri bu en büyük eyaletteki Kaliforniya’daki sigorta pazarında iş yapmakta zorlanabileceklerini düşünmekteler ve gelecekleri endişeler yaşıyor. Çünkü daha şimdiden, ceplerinden çıkacak bu paraların hesabının kimden sorulacağının, Türkiye’den alınıp bir gün kendilerine iade edileceğinin hesabını yapıyorlardır.
Yani siz bir Amerikan şirketinin cebinden paralar alırsınız ama bu şirket kayıplarını bir şekilde mutlaka kapatmak zorundadır ve ilk adres sizsinizdir. Ya primler artar, ya da sigortalısının suçu olmadan bir kazaya sebep olan birim mahkemeye verilir.
Daha da ötesi, sigorta şirketleri, eyalet makamları tarafından, Yahudi Soykırımı döneminde sattıkları poliçe sahiplerinin isimlerini açıklamaya zorlanmalarını protesto etmekle birlikte, yine yeni çıkabilecek bir kanunla Kaliforniya Eyaleti’ndeki lisanslarının iptali ve de dolayısı ile bu en büyük eyalette iş yapamama tehdidi altında kıvranıyorlardı ve hala da kıvranmaktalar.
2. AXA gelişmeleri
New York Life şirketini de, yine önceden tahmin edildiği gibi bir başka şirket takip etti. Etmek zorunda kaldı.
Yine geçtiğimiz yıl içinde OYAK’in ortağı olduğu! AXA’sa buna benzer bir 14.4 milyon Avro’luk (17,5 milyon dolar) ödemeyi 20 Ermeni’ye yapmak sorunda kaldı. Ki bundan tam beş yıl evvel, AXA sözcüsü Jeff Tolvin sunu söylemişti: “Şirketim kendisine yaklaşacak Ermeni poliçe sahibi varislerinin istemlerini değerlendirmeye hazırdır”. Değerlendirirdi tabii, OYAK’ın ortaklık parası ile.
Yani, kaza geliyorum demez derler ama bu kaza haber vere vere geldi. Çünkü bütün sinyallerini önceden vermişti, ve AXA Ermeniler’e bu parayı ödediğinde, hisselerinin yarısının sahibi OYAK’ın yanı Türkiye’nin cebinden de para çıkmıştı..
· Hem de hiç kimseyi uyandırmadan.
· Yine bizler uyurken Türkiye’nin finans kurumları ve sigorta şirketleri yeni yeni ortaklıklar yaparken ve yeni paralar çıkmaya devam edecekken
· Ortaklık yapan şirketlerimiz, kimlerle ortaklık yaptıklarını araştırmadan
· Bunu araştırmayan Türk şirketlerini “kiminle ortaklık yaptığını öğren” diyen bir devlet mekanizması olmadan
· 1999′dan beri OYAK’ın ortağı olan AXA, sözde ortağı OYAK’a bilgilendirmez, olay olduktan sonra da, OYAK “ne oldu?” diye sorgulamazken
· Dr. Yeghiayan Ermeniler’e sigorta satan diğer 59 şirketi, tek başına ve tek tabanca Avrupa’da didik didik ararken
· “yabancılarla ortaklık yaptım, malı sattım” diyen Türkler ve onların şirketleri ceplerindeki milyarlarca dolarla göbek atarken..
OYAK BANK’ın 250 bin hesap sahibinden, 57 bin Emekli Subaylar Derneği (TESUD) üyesi, 30 bin Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği’nin (TESAD) üyesi, artı aileleri, dul ve yetimler ve muharip gaziler, OYAKBANK müşterileri bu konuda ne düşünüyor acaba?
Ermeni Milli Komitesi’nin AXA ödemesinden sonra yaptığı açıklama manidardır ve aşağıda detayları ile açıklanacak olan ve Ermeniler’in gelecekte dünya mahkemelerinde Türkiye’den istemeyi planladıklarının bir ön açıklamasıdır:
“Her ne kadar Ermeni soykırımı kurbanlarının tanınması açısından önem teşkil etmekte ise de, AXA konusunun bugünün Türk Devletinin sorumluluğu ve borcu olan ve 1915 -1923 yılları arasında Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından gasp edilen genel ve özel Ermeni malları, ölümler, hırsızlıklar, yaralamaları ile hiçbir ilgisi yoktur. AXA tazminat davasından belirlenen hesap formülünün diğer hala elde edilmemiş Ermeni istemleri ile hiçbir bağlantısı da yoktur “.
3. AVIVA Gelişmeleri:
Ermenilerin 3. sigorta dalgası başladı. 2004 New York Life ve 2007 AXA-OYAK soykırımı ödemeleri ardından Ermeniler bir İngiliz Şirketi olan AVIVA’ya 10.000 kişi olarak yeni bir dava açtılar! (18 Eylül 2008)
Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün 7 Eylül 2008 Ermenistan çıkarması ardından gerçekleşen bu 18 Eylül 2008 Ermeni toplu sigorta davası açılması girişimi, maçta dakika bir gol bir. Skorer: Ermenistan. Fransız şirketi AXA oyunu ile hedef olan Türk OYAK’tan sonra, İngiliz şirketi AVIVA oyunu ile yeni hedef: AVIVA-SA.
18 Eylül, 2008 tarihinde planlı programlı Ermenilerin yeni dava açtığı İngiliz AVIVA da ne tesadüftür!!, Sabancı Holding’in ortağı çıkmıştır. .
İngiliz sigorta devi Aviva Plc.’nin Türkiye’deki şirketi Aviva Hayat ve Emeklilik ile Sabancı Holding bünyesindeki Aksigorta’nın iştiraki olan AK Emeklilik birleşerek AvivaSA Emeklilik ve Hayat A.Ş.’yi oluşturmuştu.
AvivaSA, 2007 yılının ikinci çeyreği verilerine bakıldığında yüzde 25′lik pazar payı ile bireysel emeklilik sektörünün lider şirketi konumuna yerleşirken, yüzde 11′lik pazar payı ile de hayat sigortası sektöründe üçüncü sırada yer almaktadır, ve bu Türk sigorta şirketi için de tehlike çanları çalmaya başlamıştır.
35 milyon YTL’lik ödenmiş sermayesi ile AvivaSA’nın Türkiye sathına yayılmış bölge müdürlükleri ve temsilcilikleri, 2000’e yakın Finansal Danışmanı, 700’e yakın Akbank şubesi bulunuyor. 7.000 Ermeni’ye daha 2007′de 17 milyon dolar ödeyen AXA-OYAK ardından, 10.000 Ermeni’ye ödemeler yapmasına garanti gözü ile bakılan AVIVA-SABANCI’nın da “soykırımı” tazminatı ödemelerinin en az 25 milyon dolar (30 milyon YTL) civarında olması beklenmektedir.
………
Bütün bu gelişmeler karşısında Türkiye ne yaptı?
Koskoca bir, hiç bir şey. Belki Türkiye tarafından yapılan tüm tez çürütme çalışmaları, Türk televizyonlarında kendimiz söyleyelim kendimiz dinleyelim açık oturum düzenlenmesi anlayışını aşmayan, oturduğu yerde sloganlardan ileri gitmeyen çalışmalarla yerinde saymaktadır.
Türkiye, topsuz tüfeksiz bir uluslararası kuşatma komplosunun merkezinde gün geçtikçe gerilemeler kaydetmekte ve karşılığında basiretli ve kişilikli politikalar üretememektedir.
Konuyu hala inceleme zahmetine bile girmeyen ve mesleği Türkiye’nin geleceği ile tezler ve çözümler üretmek olan birimler bile hala derin bir uyku halindedir.
Türkiye bu yeni gelişmelerin, yani Türk şirketlerinin, Ermeni soykırımını kabul eden yabancı şirketlerle ortaklığının, Türkiye’yi hukuki açıdan gelecekte nasıl etkileyebileceğini en azından “acaba” diyerek araştıracak bilimsel komisyonlar oluşturmamış, degil, B ve C planları, A planı hazırlamayı aklının ucundan bile geçirmemiştir.
Şu anda bile toplumumuzdaki bir gurup insan ve liderlerimiz bu olayın tarihi önemini yine de görmemezlikten gelmekteler.
“Sigorta şirketleri Ermeniler’e ödemler yaparsa yapsın, bize zararı ne?”diyenlere, yukarıda anlattıklarımı irdeleyemeyenlere, bir kez daha açıklayalım.
Bu açıklamayı yaparken, Amerika’da Ermeni Soykırımı tasarısının en son gündeme gelişinden önce Amerika’da “Amerikalı Ermeni’yi tanımaz bile” yorumunu getiren Sayın Cumhurbaşkanı’ma da naçizane hatırlatalım.
Sigorta gelişmelerinin bize zararı birden fazladır.
Türkiye’nin başına gelenler ve gelebilecekler:
1. TAZMİNAT EMSALİ TEŞKİL ETMEK: Diğer Amerikan eyaletleri Kaliforniya’yi takip edebileceklerdir. Çünkü artık hukuki emsal teşkil edilmiştir. Amerika’da emsallerle insanlar asılır, emsallerle insanlar idamdan dönerler. Amerika’nın birbirinden farklı kanunlarla yönetilen 50 eyaletinden Kaliforniya, diğer 49’un tamamından çok daha büyük bir özelliğe sahip olan bir eyalettir, çünkü Amerikan tarihinde bir çok alanda yaptığı kanunlarla Kaliforniya’nın ABD çapında emsal teşkil etme geleneği vardır.. ABD’nin tüm yeni, değişik, liberal veya atılımcı kanunları genellikle Kaliforniya’dan kaynaklanır ve ardından diğer eyaleter onu er veya geç takip ederler. Sözde Ermeni soykırımının Kaliforniya’da kabulü ardından onu takip eden eyaletlerin sayısı günümüzde 40’a çıkmıştır. Bu Amerika’nın %80′i demektir. Sözde Ermeni soykırımının ilkokul müfredatlarına koyulması da Kaliforniya’da başlamış ve 6 eyalete yayılmıştır. Sonuç olarak, Amerika’da tarım işçileri haklarından tutun, eşcinsel haklarına kadar birçok yenilikçi kanun ilk önce Kaliforniya’da destek bulur, ardından diğer eyaletlere yayılır. Ermenilerin zaman aşımı kanunu haricinde tutulmalarına ilişkin kanunun Haziran 2002’de kabulü ardından mahkemelerin sigorta şirkelerine karşı Ermenilerin lehine 2004’te verdiği kararlar ve de ardından, Türkiye’de yıllarca “merak etmeyin bu iş olmaz” diyen bazı emekli büyükelçilerin aksine, Ermenilerin artık milyonlarca doları 2005 ve 2006 yıllarında yavaş yavaş toplamaya başlamış olmaları nedeni ile Kaliforniya’da başlayan, Ermeniler’in bu sigorta paraları toplama akımı son derece dehşet vericidir. Bu dehşeti Amerika’yı tanımaz liderlerimizin göz ardı etmektedirler. Kendilerinin danışmanları ve kariyer politikacıları da gelişmeleri görmemezlikten gelmekte ve tarihi bir gaflet içine düşmektedirler. Mecliste gurubu olan muhalefet partileri veya gurubu olmayan harici partilerin her hangi birinin de konuyla ilgili ne demeçleri, ne etüt çalışmaları, ve de dolayısı ile ne de ürettikleri çözüm önerileri vardır.
2. HUKUKİ EMSAL TEŞKİL ETMEK: AXA davasını kazanan avukat Geragos’un açıkça ve hiç de gizli emellerini bir sır yapamadan belirttiği gibi, bu ilk davaların kazanılması Amerika çapında tazminat alabilme emsalini teşkil ettiği gibi, dünya çapında bir başka emsali daha, ama bu kez de, Ermeni soykırımı tezine hukuki bir temel sağlaması emsalini de mümkün kılacaktır. Bu emsal, bundan böyle Ermenilerin Türkiye’den sadece sigorta paraları tazminatı değil, aşağıda kendileri tarafından bile açıkça beyan edildiği gibi, diğer mali haklarına yönelik tazminat davaları için de önemli bir dönüm noktası teşkil edecektir.
3. BİR TÜRK KURUMUN SUÇLULUK KABUL ETMESİ: Şimdiye kadar hiçbir sözde sorumlu birimin kabul etmediği, ve Ermeniler’in hiç bir yerde resmen ispat edemedikleri sözde soykırımı artık en azından sigorta şirketleri tarafından, “guilt by association”, yani “İşbirliği ve şirk yolu ile suça iştirak” olarak adlandırılan ve tüm dünyada kabul edilen bir hukuk prensibi aracılığı ile Türkiye tarafından “de-facto” (hükmen) kabul edilmiş olacaktır. Türkiye’li OYAK da bu metotla suç kabul etmiştir. Çünkü öz kardeşi ve ortağı AXA, soykırımı suçunu sadece tazminat ödeyerek değil, resmen ve kağıt üzerinde de kabul etmiştir . AXA 1996′da kendisinden daha eski bir sigorta şirketi olan UAP’yi, Ermeni sigorta konularını yakından bilmesine ve ellerinden çıkma ihtimali olan büyük paralara rağmen satın almıştır. Neden almıştır? Bu saatli bombanın pimini, bile bile lades, neden çeker? Amerika gelirleri hiç de büyük olmayan AXA 14.4 milyon Euro’yu neden bir kalemde gözden çıkarmıştır? Bu tamamen bir tesadüften mi ileridir? Kar amaçlı çalışan bir şirket bu kadar aptal olabilir mi? Rastlantı bu ya, UAP’de 1922′de Ermeniler’in soykırımına uğradığını Fransız Dışişleri Bakanlığı’da bir resmi mektupla deklere etmiş bir şirkettir.
4. ERMENİLER’İN ARKALARINA YENİ ABD DESTEKÇİLERİ ALARAK TÜRKİYE’Yİ SIKIŞTIRMA SÜRECİ
* TAZE NEDENLİ DESTEKÇİ NO 1: TÜRKİYE’Yİ ŞİMDİ TANIMAZ ABD KESİMİ DE ERMENİ DESTEKÇİSİ OLACAK: Ermeni tazminatlarını ödemeye başlayan sigorta şirketleri, zararlarını ilk önce genel müşterilerinden pirim arttırımları yoluyla karşılamaya çalışacaklardır. “Geçen sene kaza yapmadım, evimi su da basmadı, primim neden arttı?” diye soran sokaktaki Amerikalı’ya adres Türkiye ve “soykırımı” olarak gösterilip kendileri dolaylı olarak da olsa anti-Türk yapılacaklardır. Gündelik hayatında Türkiye ve onu ilgilendiren konulara ilgi duymayan Amerika’lı, sözde Ermeni soykırımını duymamış veya duysa da bana ne diyen Amerikalı, fikrini değiştirmeye başlayacak artık bir ilgisiz Amerikalı değil, ister istemez bir Ermeni tezi ve Ermeni lobisi destekçisi olmaya mecbur kılınmış bir Amerikalı olacaktır. Çünkü artık Türkiye’nin geçmiş “soykırımı” kendisinin de günlük hayatına tesir etmekte olup ailesinin rızkının daha büyük bir bölümünü daha yüksek sigorta primleri için ayırmaya başlamış olacaktır.
* TAZE NEDENLİ DESTEKÇİ NO 2: AMERİKAN YÖNETİMİ: Maddi ve manevi açıdan gün geçtikçe zorlanan ve Amerikan halkını da arkasına alan sigorta şirketleri sigorta Türkiye’den tazminat taleplerine destek amacıyla ve Türkiye’nin sorumlu tutulabilmesi için Amerikan hükümetinden yardım talebinde bulunacaklardır.
TAZE NEDENLİ DESTEKÇİ NO 3 ve 4: AMERİKAN BANKACILIK VE SİGORTACILIK LOBİLERİ: Türkiye’nin vereceği negatif cevaplar ardından, sigorta şirketleri, Türkiye’yi sıkıştırmak için Amerika’nın devasa iki milli lobisini araya sokacak ve basıncı arttıracaklardır. Bu noktada artık Türkiye peşine salınacak olanlar, Amerika’nın devasa sigortacılık ve bankacılık lobileri olacaktır. Amerikan lobi sistemi hakkında bilgi sunduğum bölümler incelenecek olursa, bu iki lobi gurubunun gücü gözler önüne serilmiştir. (Amerika’nın en büyük iç lobisi olan ve sadece lobicilik için harcadığı paralar 258 milyar dolar olan Amerikan bankacılık ve sigortacılık lobisi..) Tabii ki burada bir iki şirketin ismini vermek kimine göre yeterli olabilir ama, Türkiye’nin hangi vahşi kaplanlarla uğraştığını, ve bu işin lamının ciminin olmadığını gösterebilmek amacı ile, kılına zarar gelmesi halinde Türkiye’nin üzerine sıçrayacak yırtıcı kaplanlar ordusunu söyle tek tek bir takdim edelim bakalım: (Hatırlayınız.. bunların her biri halka açık şirketler olup, borsadaki değerleri ve hisse sahibi memnuniyeti son derece önemlidir. Kötüye giden her şirkette, para kaybeden her şirkette (hele ki lüzumsuz yere Türkiye diye bir ülkenin soykırımı sorunlarına ortak olması ihtimalinde de), Amerika’da her yıl yüzlerce yönetim kurulu üyesinin ve yönetim kurulu başkanının kelleleri uçmaktadır)..
İşte yırtıcı sigortacı kaplanlar: ( Ve bu şirketler bizim şirketlerimiz gibi ülke menfaatlerini inceden inceye irdelemeden yabancı şirketlere hisse satmış şirketler olmayıp, bilmem hangi yabancı ülke bilmem hangi azınlığını soykırımına 80 yıl evvel uğratmıştır gibi, kendilerini ilgilendirmeyen bir sebepten dolayı ayaklarına basılacak olursa, önlerine gelenin nefesini kesebilecek güç ve azimde olan şirketlerdir)
……….
Ve işte menfaatlerini korumak için her sene harcadıkları paralar. Ne dersiniz, Türkiye’nin lobicilik adına harcadıkları yanında bu harcamalar yanında nasıl kalıyor?
* TAZE NEDENLİ DESTEKÇİ NO 5 ve 6: IMF VE DÜNYA BANKASI’NIN TÜRKİYE ÜZERİNDE YAPTIRIMI İSTENECEK: Bu noktada, stratejinin son basamağına gelinip, Türkiye’nin IMF ve Dünya Bankası ile ilişkileri etkilenmeye çalışılıp, Türkiye dar boğazlara sokulmaya çalışılacaktır. Dış ticaret açığı günden güne artan, sıcak para bugün Türkiye’den çıkar giderse ne olur halı Türkiye’nin diyenler, aşıl şu soruyu sormalıdırlar: “o zaman ne yaparız,?” O zaman OYAK aracılığı ile dolaylı yapacağımız ödemeler bile çıkmazımızı sonuçlandırmayacak, Türkiye, bir “yukarısı bıyık, aşağısı sakal” ile karşı karşıya kalacaktır. 1915’de 10 milyon dolar olan sigorta miktarları, aradan geçen 82 yıl içinde akıl almaz meblağlar ulaşmış olup ödenme mecburiyeti halinde Türkiye’yi maddi olmasa bile siyasi bir iflasın eşiğine getirecektir. Ardından da Türkiye uzun yıllarını uluslararası ve Avrupa Birliği mahkemelerde harcamak ile burun buruna kalacaktır. ve belki de Türkiye’yi kendi zararlarından dolayı uluslararası mahkemelere taşıyacaklardır. Böylece, Ermeni sorunumuz gün geçtikçe daha büyük boyutlar taşıyacaktır. Hemen her yıl Amerikan Kongresi’ne getirilen sözde Ermeni soykırımı kanunu, ebediyen Amerikan Cumhurbaşkanları tarafından, her seferinde hatırımız için durdurulmayabilir. O gün geldiğinde, Türkiye’nin geleceği uluslararası platformda daha da karanlık olacaktır.
Sokaktaki Amerikalı’nın Ermeni’ye olan desteğinin artması Türkiye aleyhinde başka gelişmelere de yol açacaktır. Bundan böyle sadece Ermeniler değil, Yunanlılar ve Kürtler Amerikan Temsilciler Meclisini ikna etmekte eskisinden daha az bir caba ile başarılı olacaklardır. Bahsi geçen bu destek, Türkiye ile iş yapan Amerikan şirketlerinin maruz kalabilecekleri Türkiye’ye ambargo istemlerinde kendini gösterebilecektir.
…….
ERCÜMENT KILIÇ
LOBİSAV BAŞKANI
NOT: Yazının aslını ve Medyada bu konuda çıkan yazı ve yorumları http://lobisav.org/dertlisigortaci.html sayfasından okuyabilirsiniz. Bu yazıda düzenleme yapılmıştır.
DÜZENLEYEN: YILMAZ KARAHAN
AGOS GAZETESİNDEN, BİR HABER:
Rum mirasçılara da 1915 tazminatı
New York Life Sigorta Şirketi, Rum asıllı Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlarına ait, yaklaşık 15 milyon dolarlık ödenmemiş sigorta poliçesi bulduğunu duyurdu.
ABD’de, 4 yıl önce, 1915 öncesi Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermeni müşterilerinin mirasçıları tarafından açılan tazminat davası sonunda 20 milyon dolar ödemeyi kabul eden Amerikan New York Life şirketi, bu defa, aynı dönemde Rum asıllı Osmanlı İmparatorluğu vatandaşlarına ait yaklaşık 15 milyon dolarlık ödenmemiş sigorta poliçesi bulduğunu ve bu parayı Rumların mirasçılarına ödeyeceğini duyurdu.
1845’te kurulan, Manhattan merkezli New York Life Sigorta Şirketi, 1915’ten önce Osmanlı sınırları içinde yaşayan yaklaşık bin Rum’a satılan ve geri ödenmemiş poliçelerin tamamını ödeyeceğini ve buna ilave olarak, Amerika’daki Rum Ortodoks Kilisesi’ne 1 milyon dolar ödeyeceğini açıkladı.
Ermeni ve Rum mirasçılara ödenecek olan tazminatlar, Türkiye’yi yasal olarak bağlamıyor. Tazminat ödeyen sigorta şirketlerinin Türkiye’den ödenek talep edebilmesi ise, soykırım iddialarının Türkiye’de tanıması halinde gündeme gelebilecek.
New York Life’ın ödemeyi kabul ettiği poliçelerin hayat sigortası kapsamında olmadığı, sadece mülk sigortasıyla ilgili olduğu belirtiliyor.
AGOS
19.09.2008 Sayı:651
Yorumlar
“475) ERMENİ SİGORTALARI OYUNUNUN TARİHÇESİ” yazisina 2 Yorum yapilmis
Yorum yap
Değerli çalışmalarınızdan dolayı size ve ercüment kılıç’a saygılarımı sunarım hocam.Geçmişteki osmanlı’nın almış olduğu yerlerde ermenilerin ekonamik hürriyetlerini vermeleri içimizde bulunduğumuz bu durumları yaratmıştır.Serbest çalışmalarını sağlamışlar bazı bankalarında kurumlarında dahi çalıştırmışlardır neyazıktırki bizlerin şimdiki memleket kurtarma sevdamız yıllar önce engellenmiş halende devam etmektedir,keşke osmanlı almış olduğu yerlerde ermenilere ve yahudilere tavizler vermeseydi.Saygılarımla ALLAHA emanet olun kaleminiz daim olsun…
[…] İLGİLİ YAZI: http://www.yenidenergenekon.com/475-ermeni-sigortalari-oyununun-tarihcesi/ […]